Header Ads Widget

test banner

Gömleğin İlk Düğmesi

Öncelikle bütün bu zulmün sebebinin AKP olduğu ve yaptıklarının asla insanlık tarihinde görülmemiş bir zulüm olduğunu düşündüğümü belirtmek isterim. Ahmet Dönmez’in şu (link) yazısının tamamına imzamı atarım.

Yazar “Atlanta Olayının Gülen Yüzü” yazısında (link) konuya havalimanından belge geçirme örneği vermiş ki, bu iddia boyutunda. Ben size kanlı canlı, videolu, delilli bir örnek vereceğim: link 

Tahminim, buradaki herkesin dinlemiş olduğu bir “17 Temmuz 2016-Erdoğan size niçin düşman?” videosu. 1:26dk’lık bir video ama taaa Kestane Pazarı’nda başlayan bir organizasyonun sırlarını veriyor. T.C. Başbakanı’ndan bahsediyoruz. Bütün bürokrasinin en üstündeki makam. Emrinde binlerce istihbarat elemanı çalışıyor ve birileri öğreniyor ki, komplo kurulacak. Direkt en üstündeki insana acilinden bu bilgiyi ulaştırmak yerine, bu bilgi taaa Pensilvanya’ya ulaşıyor, sonra geri dönüyor ve diyor ki, “Yapmasın, önü kesilir.” 

Bu videoda bahsettiği, bir Avrupa Başbakanı olsaydı, Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde bir mahkemede yargılandığında sağlam bir casusluk kanıtı olarak bu video ele alınırdı. Kurulmasını istediği komisyon bence bu konuda Fethullah Gülen’i baya terletir. (NOT: Bunu, iltica mülakatı yapan basit bir memurun olayları nasıl derinlemesine inceleyip sorguladığına şahit olduğumdan, bizzat biliyorum.)

Bu sirkülasyon bazı soruları beraberinde getiriyor:

- Acaba başka hangi bilgiler bürokraside ne amaçla Cemaate taşındı?

- Hangi bilgiler nerede filtreden geçirildi?

- Hangileri Fethullah Gülen’e aktarıldı, hangileri ulaştırılmadı?

- Bütün bu istihbarat sisteminin amacı, Allah (cc) adını her yere taşırken devletten destek mi alabilmekti?

- Ergenekon tarzı yapılanmalarla topyekûn mücadele edebilmek miydi?

Hepsinden Önemli Sorular:

- Bu olayın “Güneşin doğup battığı her yere Allah’ın cc adını götürmek”le ne ilgisi var?

- Bütün inanmış, hasbi Hizmet insanlarının arasında en fazla %5-10’i olan bu Cemaat diye tanımladığım yapılanma, %90 Hizmet ehlinin tırnaklarıyla kurduğu bütün kazanımları (Okullar, Kimse Yok mu?, Öğrenciler, Yurtlar, Geziler, Kermesler...) yok etmek için düşmana verilmiş koz olmaktan başka ne işe yaradı?

- Milyonlarca insanın soy kırıma tabi tutulmasından başka ne işe yaradı?

- Ergenekon’u yok edebildi mi?

- Yoksa Ergenekon’un Cemaate baştan beri düşman olmasının asıl kaynağı mıydı?

- Kendi polisin, askerin, hakimin, savcın, memurun, bürokratın, adliyede katibin, hava alanında uçuş görevlin… v.b. bütün bunlara niye ihtiyaç duydun?

Konuya tersten bakalım. Şöyle farazi bir senaryo çiziyorum:

Diyelim,

- Cemaatin %10’u yine çalıştı, önemli yerlere alnı secdeli, Allah’ı (cc) bilen, dürüst insanları yerleştirmek için uğraştılar.

- Yine küçük yaşta aday çocuklar belirlendi.

- Sınava hazırladılar.

- Soruları çalmadılar ama sadece geçmiş yıl çıkan soruları çözdürdüler.

- Spor yaptırdılar, hazırladılar.

- Risale okuttular.

- Kur’an öğrettiler.

- Namaz kılması için teşvik ettiler.

- ...

- Gün geldi çattı, bu kişiler arzulandığı gibi belli yerlere girdi.

- Güzel bir veda yemeğinde “Kardeşim, sen doğru ol, rüşvet yeme, vatan ve millet için canını gerektiğinde ver ve üstlerinin verdiği emirlere saygı duy” dedin ve bir daha irtibatı kestin.

- Bir daha ankesörden aramadın.

- Gizli gizli ismini değiştirip buluşmadın.

- İçeriden bilgi isteyip adamı riske atmadın.

- Adama dışarıdan bilgi vermedin.

- Devrelerinden farklı görüştekileri tasfiye etmek için açık aramasını istemedin.

- “Adil ol” dedin ve sen de zerre kadar kul hakkı yemedin.

- Sadece hak eden kalifiyeli insanlar çok iyi yerlere geldi.

- Bileklerinin hakkıyla geldikleri için de yedi düvelden hep itibar gördüler.

- İçki, kumar v.s. olma ihtimali az olduğu için çalışıp başarılı olacak daha çok vakitleri oldu.

- Burs adı altında, maaşlarının nereye gittiğini bilmedikleri bir kesinti olmadığı için de, maddi olarak daha güçlü oldular.

- Bu gücü kendi hür iradelerine göre farklı farklı yardım yerlerine verdiler.

- Tedbir yapıp iki yüzlü bir hayat yaşamadıkları için, karakterli aslanlar gibi, düşündüklerini her yerde sonuna kadar savundular.

-Hizmet ile ilgili konularda haksızlık yapıldığı zaman, herhangi bir korkuları olmadığı için daha kolay seni savundu.

- Kameraların önünde senin resmi ve yasal olan kurumlarınla göğsünü gere gere bir araya geldi.

- Gazetecilere açık yüreklilikle mülakatlar verebildi.

- ...

Nasıl bir Türkiye’de olurduk şimdi?

- Hala senin gibi düşünen ama sayısı biraz daha az da olsa, kaç insan bu ülke için, vatan için, ve Allah (cc) adını dünyanın her yerine taşımak için Türkiye’nin her yerinde olurdu?

- Nasıl bir bahaneyle bu insanlar, öğretmenlik yapan hamile bacılarımıza, küçücük çocuklarımıza zulmedeceklerdi?

Acaba kimse bu soruları sormuyor mu yoksa ben mi internetten bulamıyorum?

Murat Alp
Twitter:@MuratAl73774392

NOT: Geçen gün Abdullah Aymaz’ın bir açıklamasını dinledim. Halen de ilmi ve bilgisine çok büyük saygım olan birisidir. Ama %90’ın arkasına saklanıp, hasbilere, burs verenlere, yardım edenlere vs. zulmediliyor gibi bir açıklama yapıyordu. Cemaatin 2 numarasından binlerce çok gizli toplantılara katılmış bu insandan herkesin aklıyla alay eder gibi değil, gerçekten bir açıklama ve yukarıdaki sorulara bir cevap beklerdim aslında.
author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

4 Yorumlar

  1. Sorularınızı anlıyorum, 2016'dan sonra çoğu kişi kırılma yaşadı, bu soruları sordu. 4 yıl sonra çoğu kişi cevapları kendince bulmuştur, bu sitede de 2 sene önceki yazılara baksanız sizin yazdığınız gibi dolu yazı var. Bazı insanları artık sorgulamayı bırakıp hayatına çeki düzen verirken başka insanlar kırılmaları derinleşiyor ve daha derin sorular soruyorlar. Sonuç olarak Gülen narsist sadece kendini düşünen kendi hayallerini gerçekleştirmeye çalışan empati yoksunu bir megaloman. Bu abilerden de Gülenden de bişi beklememek lazım, Erdoğan'a hitaben ya erdoğan sen nasıl müslümansın bak hamile kadınları bırak bari demek ne kadar boşsa Gülen'e de soru sormak o kadar boş. İsyanınızı anlıyorum ama gerçekler bunlar, abiler de Gülen de sadece kendini düşünen çıkarcı insanlar, darbe planına onay verirken de asla onca insan türkiyede ne olur diye düşünmediler. 2001'de cemaati tanıdım. 2016'a kadar 15 yılım içinde geçti. 4 senedir de sorguluyorum. Cemaat sonradan bozulan bir yapı değil, kurucuları ruh hastası narsist kişiler. Siz çok iyi niyetle şöyle olsaydı böyle olsaydı diyorsunuz, o adamların amaçları niyetleri iyi değildi tamamen kendi hayalleri vardı kendi düşünce dünyalarını Türkiye'ye egemen yapmak istiyorlardı ve pragmatistçe her yolu da meşru gördüler. Bu adamlar hususi hizmeti asla bırakmak, 2012-2013 de kaç kere cumhurbaşkanı Abdullah Gül sulh ile mesele çözülsün diye araya girdi asla geri adım atmadı Gülen, ne operasyonlardan ne hususiden vazgeçmediler. Akp ile ikiz kardeş, şu an akpye azıcık demokratça çoğulcu yönet herkesi kucakla demek nasıl bir polyanacılıksa bu yazıda maalesef öyle, 2 sene önce ben de yapıyordum bunu.Cevaplar yok hocam kimsenin de umrunda değilsin, yönetim seni umursayıp cevap vermez piyon piyonluğunu bilsin diyorlar. Üzgünüm... Onlar elde kalanları gütmeye devam edecek ve suça bulaştırdıkları da mecbur onlara gebe, kervanı öyle sürecekler Gülen ölene kadar. Bizim insanımız saf, hırsıza bile allahtan korkmadın mı ya ahiret diyor sizinki de öyle olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için çok teşekkürler. Özellikle Abdullah Gül ile ilgili kısmı bana başka bir pencere açtı. Evet bu soruları sormakta geç kaldık biraz bu doğru. Çünkü 3 yıldır inanması zor hadiseler başımıza geliyor. 3 aile olarak bürün ailenin yetişkinleri direk etkilendik. 1-7 yaş arası çocuklarımız ise bence en büyük şekilde süreçten kötü anlamda etkilendiler. Bütün konsantremiz onlaraydı. Hani yahudi soykırımını anlatan filmler var ya, neredeyse her filmde onlaca sahnede bizim yaşadıklarımız vardı. Küçücük yavrularımız en az hasarla bu süreci atlatsınlar istedik, bütün ilgimizi onlara verdik. bu sebeple geciktik biraz. 2 yıl önceki yazıları okuyamadım haliyle. Bu süreçte halen Yunanistan'da TR'de bulunanların hikayelerini dinledikçe de çok şükrediyoruz yine de halimize.
      Umut yok mu belki çok az ama şunu lütfen herkes hesaba katsın daha 100binlerce insan kendine gelemedi, halen Hizmet içerisindeler. Ya Yunanistan'da perişan haldeler, ya TR'de sıkıntı içerisinde, ya da yurt dışında dil bilmedikleri, yöntem bilmedikleri ülkelerde tutunmaya çalışıyorlar. Hizmete muhtaç herkes. Kimse konuşmak istemiyor henüz. Ama 3-5 yıl içerisinde toparlanırsa o 100binler de soracak bazı soruları. Biz soruları soralım görevimizi yapalım. Başka elimizden bu mağdurlar için ne yapmak gelebilir?

      NOT: Darbe planına onay verdiler kısmına katılmıyorum. Konuşabilmek için çok erken. Darbenin karanlıkta kalan çok fazla kısmı var. Mahir Kaynak'ın meşhur sözüne bakarsak:'Bir olay olduğunda, bu işten en çok kim çıkar sağladı ona bakın yapan da odur'. Darbe konusunda kesin yargıya varmak benim açımdan şu durumda çok erken.

      Sil
    2. Anlıyorum darbe çok sisli bir alan. Ben cemaatin hususi kanadının tek başına olduğu tam da devletin dediği gibi olmuş bir darbeye inanmıyorum. Darbe konusunda cemaat sessizlik ve red politikası içinde ama onca asker abisinden o gün mesaj da almış. Çıkıp bunların abisi mit ajanıydı da demiyorlar. Adil Öksüz için diyorlar da orada 4 sivil daha var o sivillerin hepsi kuvvet imamı olduğu doğrulandı o sivillerin emir verdiği bulaştırdığı binlerce insan var, bunun izahını yapan yok. Yani öksüz ajansa diğer 4 sivil nedir, neden 4 sivilin altındaki sivil imamlarda hiçbir şey bilmiyoruz diye inkar ediyor. Poliste aynı şekilde mesaj alan çok kişi var, askere bulaşmayın diye. Bana sorsanız ben 15 Temmuz'a bulaşmayan bir insan bir lider bir yönetim 16 Temmuz günü ne yapar diye düşünerek, cemaatten savunma bekledim ama "uluslarası komisyon" denerek işi topa attılar, her şeyi de inkar ediyorlar, sorulardan da kaçıyorlar. Ahmet Dönmez'in the circle röportajı vardı 2018'de orada çok ciddi sorular soruyor ve bunların cevaplarının verilmediğini hizmet içindeki gazetecilerin bile Gülen ile görüşemediği soru soramadağını röportaj yapamadığını belirtiyor. Bunların hepsi suçlu psikolojisi maalesef. Kamil Maman da bu topa girince özellikle 4 sivile odaklanınca hepsinin üst düzey cemaatçi olduğunu gördüğünde bu işleri bıraktı. 15 Temmuz günü ne olduğuna dair devletin bir senaryosu var, maalesef cemaatin toplu bir savunması bile yok sadece lokal bazlı bazı olaylara eğiliyorlar, çünkü büyük resimde cemaat odadaki fil gibi. Devletin senaryosuna inanmamak lazım, evet bu darbe birilerin işine yaradı, yaramasının nedeni "kontrollü" olması. Yoksa tamamen bir tezgah ve kumpas değil öyle olsa 16 Temmuz gününden itibaren cemaat yönetimi ve gülen çatır çatır cevaplardı her soruyu. Darbe sonrası ayrılan çok insan var cemaatten onlar da az-çok anlatıyor o gün ne olduğunu, İsa Hafalır bu konuda bu sitede bir yazı yazmıştı. Gerçeği bilenler susmuyor, hem devletin yalanlarını hem cemaatin dahlinin nasıl olduğunu anlatıyor. Bir de şu durum var 15 Temmuz öncesi Cemaat içinde çete şeklinde hareket eden o dar yapı tam olarak hangi suçları işlemişti. Bu sorunun cevabı da önemli çünkü bu adamların işledikleri suçladıkları görünce neden darbe yapmasınlarki diyorsunuz. Sevgi Akarceşme geçenlerde delil yerleştirerek kumpas ve soru çalmayı kabul etti. Aslında onun kabul etmesinin önemi yok, Münferit'in youtube kanalında eski üsteğmen emir yıldız balyoz-ergenekon davalarında şahit olduğu kumpasları anlatmıştı, gene soru verme anlatıldı. Saklamak imkansız gerçekleri çoğu şey artık ortaya çıktı. Cemaatin tabanının bu kadar yalnız olmasının nedeni de zaten 15 temmuz öncesi diğer gruplara karşı işlenen suçlar. Allah herkesin yardımcısı olsun, insanlar körü körüne inanmaya devam etmez inş, Ahmet Dönmez de bu konuda bolca yazıyor. Bazılarına inanması zor geliyor özellikle Gülen'i bu işlerin merkezinde olduğunu kabul etmiyorlar onun kandırılmış yaşlı biri olduğuna inanmak istiyorlar. Size de geçmiş olsun.

      Sil
    3. Cemaatin 3 maymunu oynaması bence de kabul edilemez bu doğru. Yapılması gereken tam da bu 5 sivilden aşağı ve yukarı doğru bi isim listesi oluşturmak. Kim bunlar herkes öğrensin, dileyen çıksın kendine göre anlatsın olayları. Ama hala bu kişiler ilişkili insanların bünyede tutulması iğrenç. Aynı zamanda da bütün masumları da hedef yapıyor hala. Vücut atacaktır bu insanları zamanı gelince. Dileyen de bir eski bakan gibi ben üstlerimin dediğinden başka birşey yapmadım diyebilir. İyi işte öğreniriz neler yaşanmış neler tartışılmış kim ne demiş ve milyonlara zulmün kaynağımda kimler ne roller üstlenmiş. Ama 20-30 kişiyi bulsak bunlar MIT ajanıymış planın içine girmişler desek sorun çözülecek mi?
      Yukarıdaki yazıda bahsettiğim sorular hala açık. Ayretten cemaat içerisindeki güç savaşları, para savaşları... güneşin doğup battığı heryere Allah cc adını götürmek gayesi olan bir toplumda olabilir mi? Bu ortaya çıkan hadiselerden sonra biz nasıl emin olacaz ki mağdurlar için verilen paralar mağdurlara gidiyor? Hususi ‘nin bütün çıplaklığı ile tartışılıp hesaplaştıktan sonra sil baştan başlamaktan başka çare var mı acaba?

      Sil