Header Ads Widget

test banner

Kim İhanet Etti? Ben mi, 'Hizmet' mi?

Bu süreçte önceden “hizmet” içinde olup sonra “hizmet” aleyhinde konuşanlar için en çok kullanılan kelimelerden biri ihanet, diğeri hain. İhanet/hain eleştirisi içeriden geliyor, genelde dışarıdan gelen bir başka eleştiri “Neden önce değil de şimdi konuşuyorsunuz?” sorusuyla ifade ediliyor. 

Avam “Hizmet”e duygusal bağlarla bağlanmış olabilir ama benim hem İslam’la hem de İslam’a hizmet ettiği günlerde bu yapıyla bağlantım akıl ve mantık düzlemindeydi. Gülen’in gözü yaşlı sohbetleri ve “ağlayan ve ağlatan abi” sohbetleri beni hiç sarmazdı. Benim yapı içinde yaptığım sohbetlerin tamamı kavramsaldı. Bir sohbetimin konusu da “Dinin zor ve sıkıcı görünen konuları, nasıl sıkmadan anlatılabilir?” idi. 

Benden önce başkası dedi mi bilmiyorum; ben yıllardır şunu dedim: Kur’an okumak Allah ile insan arasındaki yazılı sözleşmeyi okumaktır.” 

Bu bir benzetme değildir. Gerçeğin ta kendisidir. Avamın böyle okumaması ve anlamaması gerçeği değiştirmez. Çokları Akide ve itikat kelimelerinin akit (sözleşme) kelimesiyle aynı kökten geldiğini de bilmez. Din, özü itibarıyla Allah ile insan arasındaki akittir. Karı-koca arasındaki nikah, işçi-işveren, okul-öğrenci arasındaki ilişki de akittir. 

“Cemaatle” benim aramda da manevi bir akit vardı. Bu akit -farkında olsunlar olmasınlar- sadece benimle değil, bütün mensuplarıyla vardı. 

Çoğul bir dil kullanır ve bir benzetmeyle anlatırsam: Biz bütün meşru vasıtalarla hizmet üretecek, önümüzdeki “abilerde” o enerjiyi insanlığın faydasına kullanacaklardı. 

Sözleşmemizde, 

Öğrencilere ev açmak, 
Onlara burs bulmak, 
Onlar için yurt yapmak, 
Onlar için okul açmak 
Vatana millete hizmet edecek insan yetiştirmek vardı… 
(Bu maddeleri uzatmak istemiyorum, toplumun yararına olan, meşru her şey yazılabilir.) 

Sözleşmemizde 
Kurban paralarını, maksadı dışında kullanmak, 
Sınav sorularını önceden alarak, diğer insanlara haksızlık yapmak, 
Devletin memurlarını, cemaatin istihbarat elamanı gibi kullanmak, 
Onlardan gelen bilgileri Gülen’e aktarmak, 
Bu bilgileri günü geldiğinde kullanmak için bir şantaj/tehdit aracı olarak el altında tutmak, 
Bu bilgileri 17-25 Aralık operasyonunda kullanmak, 
“Cemaatin” halkta % 1 karşılığı olmadığının bilinmesine rağmen Hükümete savaş ilan etmek, 
Darbe olacağını bildiği halde, darbeye –kısmi- destek vermek yoktu. 
(Bu maddeler de çoğaltılabilir) 

Gülen’i biz hep darbelere karşı bir duruşla tanıdık ve tanıttık (Link

Türkiye’de darbe olacağını bir sağır sultan duymamıştı, Gülen darbe karşısında şunları yapabileceği halde yapmadı. 

Gülen, kendine gelen istihbaratla “Bir alüfteye (hayat kadınına) giden devlet büyüğünü, ona kurulan kumpasa karşı uyarmayı kendine vazife bildi. (Link

Peki, aynı Gülen 15 Temmuz öncesinde; Mayıs veya Haziran ayında çıkıp da neden şöyle demedi: “Arkadaşlar ülkemizde darbe söylentileri var. Beni seven herkese şimdiden ilan ediyorum. Ülkemizde bir darbe olduğunda ilk olarak siz karşı duracaksınız. Kim yaparsa yapsın, hiçbir şekilde darbecilerin yanında olmayacaksınız.” 

Hadi biz de bazı “saflar” gibi Gülen’in darbeden 15 Temmuz akşamına kadar haberi olmadığını var sayalım. 

Peki, o zaman aynı Gülen neden 15 Temmuz gecesi çıkıp da şöyle demedi: “Arkadaşlar ülkemizde meşru hükümete karşı darbe girişim var. Beni seven herkesi darbeciler karşısında devletimizin yanında, darbecilere karşı durmaya çağırıyorum.” 

Bunları ve benzerlerini yapabilecekleri halde yapmayan kim varsa, onlar aramızdaki sözleşmeye ihanet ettiler. 

“Gülen’in darbeden haberi yoktu” diyenleri duyuyorum. Böyle diyenler için şöyle diyorum: “Eğer bunlar dediklerine kendileri de inanıyorsa, ben bunların Gülen’i ve “Cemaati” hiç tanımamış saf insanlar olduğunu düşünüyorum.” 

Darbenin olduğu gün cezaevindeydim. (“Cemaatin” önde gelenlerinden biri olduğum düşünüldüğü için darbeden bir ay önce tutuklanmıştım.) TR724 yazarı Adem Yavuz Arslan’ın darbeden aylar sonra elinde bir çok bilgiyle, Gülen’e atfen yaptığı “emir komuta zinciri içinde bir darbe var, biz aktif destek olmayalım, karşı da çıkmayalım” değerlendirmesini, ben darbeden bir gün sonra 16 Temmuz günü yapmıştım. 

Çünkü bu yapıyı iyi tanıyordum. Gülen’i çok iyi tanıyordum. Gülen asla ama bir darbenin önünde görünmez. Tek başına darbe yapabileceği/yaptırabileceği imkana sahip olsa bile darbenin bir numarası olarak asla ama alsa anılmak istemez. 

Çünkü Gülen yerel değil evrensel düşünen bir insan. 140 ülkede okulları olan Gülen’in ülkesinde darbe yapan bir lider olarak dünyaya görüntü vermesi, onu ve “cemaatini” dünyanın her yerinde potansiyel tehlike yapardı… Okullarının olduğu ülkelerdeki insanların “Ülkesinde darbe yapan, bizim ülkemizde neler yapmaz ki…” şeklinde düşünmesine sebep olmak istemezdi. 

Uzatmayayım, benim şu an elimdeki kesin bilgi şu: Gülen darbenin olacağını biliyordu ve emrindekilere: “Emir komuta içinde kalacaksınız, önde görünmeyeceksiniz, darbe başarılı olursa, katkımız kadar pastadan pay alacak, başarısız olursa, darbe yapan biz bilinmeyeceğiz.” dedi. 

Tekrar ana konuya dönersem: Ben asla “cemaate” ihanet etmedim. “Cemaat” aramızdaki sözleşmede olmayan işleri yapmak ve destek vermekle bana ve benim gibilere ihanet etti. 

Ne ve nasıl olsaydı bir “cemaate” ihanet etmiş olurduk? Eğer ta en baştan “cemaatin” yasadışı işler yapacağını bilseydik, bunu bilerek faaliyet gösterseydik, sonrada “nereden çıktı bu yasadışı işler” deseydik, işte o zaman hain sıfatını hak edebilirdik. 

Biz “Cemaati” trafik suçu bile olmayan ak, pak insanlar olarak tanıdık, karınca basmaz efendiler olarak tanıttık. 

Şimdi dışarıdakilerin sorusuna gelelim; “Neden daha önce değil de şimdi konuşuyorsunuz” diyenlere şunları demek isterim. Cemaatle birlikteliğimizi evliliğe benzeterek anlatayım. İyi giden bir evlilik ufak tefek anlaşmazlıklarla bozulmaz. Ne zaman taraflardan biri evlilik akdine ihanet edecek aldatma vb. büyük bir yanlış yaparsa boşanma o zaman gündeme gelir. 

İnsanların olduğu yerde her şeyin % 100 iyi gitmesi sosyolojik olarak mümkün değildir. İnsan sayısı arttıkça problemler artar. Kuran ayetlerine iniş sırasından bakıldığında “Sahabeye fırça” diyeceğimiz bütün ayetler Medine yıllarda sayının artmasına bağlı olarak artmıştır. 

Bir cemaat değil her cemaat içinde problem vardır ve olur. 

Bana niye önce değil de şimdi konuşuyorsun diyenlere ben şöyle diyorum: “Cemaatin daha önce geçmişinde hiçbir zaman 17-25 Aralık ve 15 Temmuz benzeri bir hadise olmadı. Daha önce olsaydı daha önce boşanırdım. Daha önce sözleşmeye ihanet etseydi daha önce ayrılırdım. Gerçek yüzünü gördüm ve sözleşmeyi fesih ettim.” 

Kısaca, ihanet eden ben ve benim gibi olanlar değil. İhanet eden “The Cemaat”dir. Bir hain aranacaksa, aranacağı adres bellidir. 

Bu süreçte ölen her masumun ölümünden, o hainler de sorumludur. 

Meriç’te boğulan 2 yaşındaki Halil Abdurrezzak da dahil… 

Deniz TAVACI 
author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

17 Yorumlar

  1. Kusura bakmayın sureti haktan görünmenin de bir usulu olur!
    Yazar 16 temmuzda "emir komuta zinciri içinde bir darbe var, biz aktif destek olmayalım, karşı da çıkmayalım” yorumunu yaptığını söylüyor. Nerede bu emir komuta zinciri, neden çıkmadı, akincidaki sivilleri hangi emir komuta zinciri oraya getirdi? FETO olmasin!
    Tankın içine ihraç komiseri koyan ile akinciya tarla bakmaya gidenler arasındaki ilişkiyi kamufle etmeye çalışmak bu kadar kolay geçiştirilecek kanıtlar olmasa gerek.
    Ortada yüzlerce itiraf, dava dosyası, somut kanıt vs varken hala darbenin feto tarafindan değıl emir komuta zinciri içinde yapıldığını iddia etmek, 17/25 aralık 'ta meseleyi anlayamamaktan daha masum değil. "Akletmezmisiniz"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Nerede bu emir komuta zinciri, neden çıkmadı..." Bu soruyu meclis darbe komisyonuna ve o komisyonun hazırladığı raporu "kaybeden(1)" meclis başkanlığına sorman lazım...

      Yazıda yazarın ana konusu ihanet. Bence bu konuyu bütün yönleriyle "akletmek" istersen Ahmet Dönmezin yazı dizisini okumanı tavsiye ederim...

      Oku burada bir daha görüşelim...

      Sil
    2. Fetonun bu isin kenarinda olmadigi cok acik. Bu gorusunuze katiliyorum. Fakat feto disinda hic kimse yok muydu veya fetoculer oyuna getirilmis olamaz mi? Bence olabilir. Yani devlet bu adamlari desifre etmek icin darbenin emir komuta zinciri icerisinde gerceklestigi algisi yaratarak ortaya dokmus ve daha sonra da bu kisileri toplamis olabilir pek ala. Yoksa su ana kadar atilan tutuklanan askerlerin sayisi her ne kadar yuksek olsa da toplam icerisinde hala dusuk. Disaridan bakinca normal bir insan bile gorur bunun aptalca oldugunu ki bu adamlar herturlu sey olabilir ama az bucuk stratejik akli olan bir yapiydi. Dahasi bu konuda Fuat Ugur'un bir kac yazisi cikti Nisan 2016'da o yazilarda istihbari kaynaklara dayandirilarak acikca devlet herseyin farkinda sizi adim adim izliyor, harekete gecerseniz hepinizi tek tek toplayacak vs. deniyor. Yine darbe gecesi darbenin daha ogleden sonra biliniyor olmasina ragmen darbeyi engellemek icin yeterince hizli adimlar atilmamis olmasi vs de bu teorisi guclendiriyor.

      Tabi ki bunlar fetonun darbedeki sorumlulugunu azaltmaz. Darbe sadece emir komuta icerisindeki yapiliyor olsaydi bile, hukumete bagli olmakla yukumlu bir kisim askerler fetonun emriyle bunu engellemeyip kenarda durmus olsaydi bile bu yeterince buyuk bir suc olurdu fetoculer icin. Sonucta destek de olmayalim kostek de olmayalim ne demek? Sen kim oluyorsun da bir kisim askerlere boyle bir emir veriyorsun? Bu askerler demek ki devletin degil senin askerin. Bunu kabul etmis oluyorsun. Ama fetoculerin bunun otesinde direk darbenin merkezinde olduklari da cok acik.

      Fakat diger yandan eger durum benim one surdugum gibiyse yani devlet gercekten bu adamlari desifre etmek icin oyuna getirdiyse ve darbeden haberi vardiysa veya 15 Temmuz gecesi bunu hemen bitirmek yerine birakalim bir ciksinlar sokaga diye dusunduyse burada 250 kisinin olumunde bu karari verenlere de sorulmasi gereken sorular var demektir.

      Sil
  2. Cemaatle birlikteliğimizi evliliğe benzeterek anlatayım. İyi giden bir evlilik ufak tefek anlaşmazlıklarla bozulmaz.

    bu misal üzerinden gideyim madem:
    evlisiniz eşinizi de pek seviyorsunuz, size göre o dürüst, namuslu, işinde gücünde, parasını ailesi için harcıyor..
    peki.
    8-5 çalışan bir devlet memuru eşiniz var
    ama her gün 12lerde 1'lerde eve geliyor..size diyor mesaideydim.
    alkol almıyorsunuz, o da almıyor diye biliyorsunuz. her geldiğinde zehir gibi içki kokuyor, yürüyemeyecek halde.
    ama siz o size 15 sene önce, "içki kullanmıyorum" dediği için üstünde bile durmuyorsunuz
    evde ekmek soğan yiyorsunuz eşiniz param bu kadar diyor. cebinden iddia kuponları bilgisayarında bahis siteleri var.
    ama eşiniz böyle şeyler yapmaz çünkü size yapmam demişti.
    sona bir gece eşinizi başkasıyla evinizde yatağınızda basıyorsunuz.
    aaaaa
    aydınlanma geliyor size.
    demek biri tutmuş bir fahişe, eşinizin koynuna sokmuş.
    o da gelirse reddetmem demiş.
    var anasını!

    YanıtlaSil
  3. Yazıdaki bir ifadeden dolayı tartışma oluyor

    15 Temmuz başarısız darbe girişimi = 1971 9 Eylül'ün kopyasıdır

    9 Eylül darbesinin nasıl başarısız olduğunu anlarsanız 15 Temmuz'u da anlarsınız.

    TSK içindeki en örgütlü ve güçlü grup cemaattir. Cemaatsiz bir darbe mümkün değildir. Cemaat pastadaki en büyük paya sahip gruptur. En büyük pay onda olduğu için darbenin KURUCU ortağıdır. Kurmay Albay Ramazan vardı Akar'ın danışmanı onun mahkeme ifadelerine bakarsanız TSK'nın Cemaat darbe yapabilir mi diye önceden araştırma yaptığını, rapora göre "tek başına yapamaz ama onsuz da TSK'da yapılan her darbeyi engeller" çıktığını görürsünüz.

    Peki cemaatin tek başına yapamadığı darbede ortakları kimdi? İşte o ortakları çözerseniz darbenin aslında Emir komuta zinciri içinde olduğunu anlarsınız. Emir komuta zinciri içinde olması ama cemaati masum yapmaz. Bu yazıya da katılmıyorum o noktada, bu yazı cemaati kurucu ortak gibi değil de zaten birileri yapıyor bunlar da dahil olmuş gibi diyor. Birileri diye bir şey yok Cemaat var sadece, diğer tüm komutanlar ferttir ve fertleri organize eden birleştiren ikna eden alt yapısını hazırlayan yapı Cemaattir. Darbenin diğer ortaklarını çözmek için 1971'e bakabilirsiniz daha fazla yazmak istemiyorum.

    Odatv'de Müyesser Yıldız'ın Hava Kuvvetleri komutanını rehin alan askerlerin ifadeleri üzerine yazdığı yazıyı okuyun.

    Bonus olarak kıtalararası sitesinde Ahmet Kuru'nun Mursi ile Gülen'i kıyasladığı yazıya da bakabilirsiniz
    Darbeden dolayı tutuklanan çoğu üst rütbeli de o gün bir şey yaptığı için değil, Cemaatin asıl yapacağı darbe planında bir rol üstlendikleri için fişleme listeleri ile tutuklandıklarını düşünüyorum

    Akıncıdan çıkan 5 sivil olmasa da buz gibi cemaat darbesiydi bu. Çünkü TSK'da da ülkede de başka sağlam aktör kalmamıştı Erdoğan'a karşı. Ergenekon diye bir örgüt yok, Susurluktan sonra gücünü kaybeden mafya ile para işi yapan bir çete var ki AKP döneminde zaten bitmişti cemaat onun üzerine askeri vesayet sosunu döktü ve içine potansiyel tehlike gördüğü herkesi kattı, zaten bunun sonucunda ülkede 2 aktör kaldı akp ve cemaat. Natocusu, cartı curtu, avrasyacısı falan hikaye. Bunlar aidiyet değil bunlar değişmez fikirler değil.

    YanıtlaSil
  4. fetullah gülen'in darbelere karşı bir tutumu yoktu. 28 şubatta beceremedin bırak diyen kendisi idi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet öyle dedi sonradan bunu şöyle açıkladı.

      Ben askerlerin hassasiyetini ve bir darbe olacağını Erbakan'a ilettim. Tansu çiller'e de ilettim ama onlar beni ciddiye almadı, hoca sen bu işlere karışma dediler , ben de öyle dedim dedi.

      Yani Gülen'in Egosuna zor gelmiş bazı şeyler sinirlenmiş ve beceremediniz demiş. Ayrıca Erbakan döneminde esen ters rüzgardan da olumsuz etkilendiği için kendinde bu hakkı görmüş.

      Sil
  5. Darbeyi kim yaptı, kim yapmadı kısmına girmeden şunu ekleyeyim: Darbenin ilk saatlerinde, daha neyin ne olduğu bilinmezken bir kanala canlı bağlanan Mit Başkan yardımcısı israrla "bu bir Fetö darbesidir" şeklinde görüş bildirdi. Hiç bir darbenin arkasındaki güç (lideri açık açık ilan etmedikçe) ilk saatlerindeki keşmekeşte bilinemez. 80 darbesinde de bilemediler, ertesi gün ortaya çıktı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yo 1 sene önceden belliydi darbeyi Gülen'in yapacağı. Gazeteler de yazdı, Ertesi günü beklemeye gerek yok. 80 darbesinde bilenemedi derken nasıl bilinemedi? kenan evren yaptı işte emir komutayla. Mit başkan yardımcısı bilsin bir zahmet. Demirel genelde ben darbe beklemiyordum Mit bana haber vermezdi der, ama mit bilmez demedi hiç. Bu arada mit başkan yardımcısı da tv ye bağlanmadı hiç 15 temmuz'da. Basın müşaviri bağlandı. Mit adına açıklama yaptı ve bağlandığı saatte de zaten her şey açığa çıkmıştı. Cumhurbaşkanı fetö dediktan sonra bağlandı zaten
      https://www.youtube.com/watch?v=vfbtzpYR7DI

      Sil
    2. Şu iki yazıyı okuyun ve tarihlerine de bakın. Bunlar eğer komploysa niçin Fethullah çıkıp bizimle ilgili böyle iddialar var işte buradan söylüyorum ki her kim ki böyle bir işe girişirse Allah belasını versin bizim böyle şeylerle işimiz olmaz demedi? Değilse darbe tabi ki biliniyor ve konuşuluyordu aylar öncesinden.

      https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/591124.aspx

      https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/590844.aspx

      Sil
  6. Darbeyi sanki Fetö organize etmemiş de sadece kıyısından bulaşmış gibi bir algı var yazıda. Bu tam anlamıyla bir saçmalık. Bu darbe hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bir Fetö darbesidir. 15 Temmuz gecesi askeri zpt den emniyet müdürü Mithat Aynacı çıkmadı mı? Askeri araçta emniyet müdürünün ne işi var? Profesör Osman Özsoy'un darbeden önce "ben bir albay olsaydım bu sürece daha çok hizmet ederdim" demesine ne diyeceksiniz? Akıncı Üssü'nde yakalanan sivillere değinmiyorum bile. Darbeden önceki son yıllarda Fetöcü olmayan askeri öğrencilerin okuldan atılması için neden aşırı çaba harcandı? Her şey bir darbe planlamasının parçasıydı ama yapamadılar. Fetö nün temel özelliğidir. "ne olursa olsun inkar et" Bu kadar çok kanıta rağmen hala bunun bir Fetö darbesi olduğunu inkar ediyorsan demek ki hala bağlarını koparamamışsın demektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de yazara katılmadığım yerler var.

      Ama meclis araştırma komisyonunun görevini tam yapmaması, meclisin darbenin siyasi ayağının araştırılmasını isteyen önergeyi reddetmesi akla başka sorular getiriyor...

      Eğer siz "https://www.tr724.com/cemaat-15-temmuzun-neresinde-1-ahmet-donmez/" bu linkteki yazıları okuyup böyle yazdıysanız tamam. Okumadıysanız bence okuyun bir kere daha düşünün...

      Soru işaretleri çok olan konularda kesin konuşmak insanı yanıltabilir..

      Sil
    2. Kardeş sen bana Fetöcünün yazılarını referans gösterip farklı düşünmemi bekliyorsun.
      Evet okudum. Konuları birbirine karıştırıp olmamış şeyleri olmuş gibi göstererek suyu bulandırmaya çalışan tipik bi Fetö kalemi. Bu tür yazıları ilk defa görmüyoruz. Yok o mit ajanı bu mit ajanı falan filan...Cemaat içinden olanlar darbeye karıştı ama darbeyi cemaat yapmadı Gülen in haberi yok, diyerek safları sıklaştırmaya cemaat tabanını ikna etmeye yönelik bir yazı dizisi.

      Size bir milyon kanıt da gösterilse inkar edeceksiniz, Gülen canlı yayına katılıp "darbeyi ben planladım" dese bile inkar edeceksiniz. Kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bu bir Fetö darbesidir. Fetö bu darbenin sağında solunda göbeğinde her yerindedir. Darbe gecesi ile ilgili soru işaretleri var mı? var. Hükümet darbeyi bildiği halde tuzağa düşürmek için erken müdahale etmemiş olabilir mi? Olabilir. Fetö nün siyasi ayağında bulunanların ortaya çıkması, hükümetin kendisine oy kaybettirecek kısımların üstü örtüldü mü? Olabilir, mümkündür. Fakat bu soru işaretlerinin hiçbiri Fetö nün darbe kalkışmasını yaptığı gerçeğini değiştirmez.


      Sil
  7. "Fakat bu soru işaretlerinin hiçbiri Fetö nün darbe kalkışmasını yaptığı gerçeğini değiştirmez." bu cümlede size Katılıyorum

    YanıtlaSil
  8. Ruşen Çakır: "Gülen bir dehadır. Çok zekidir." demişti. Zeki olduğunu kabul ediyorsanız eğer o darbe başarısız olursa kabağın cemaatin tabanına patlayacağını bilememesini düşünemezsiniz. Darbe saçma ilerliyor. Kabak senin başına patlayacak ama susuyorsan sebebi ne olabilir. 1-Darbedeki büyük parmak senindir. 2-Darbenin başarılı olacağına çok inanmış darbecilerin atına oynamışssındır.

    Ben birincisine inananlardanım yani darbedeki büyük parmağın Gülen oganize suç örgütüne ait olduğunu düşünüyor hatta görüyorum. İkincisi olsa da Gülen'i gözümde aklamaz. Onu Hak değil çıkar yolunda bir insan yapar ki "Her iki durumda da böyle bir adamı hala hak yolunda sanıp ; dinlemek , peşinden gitmek, hocaefendi şöyle dedi deyip hala söylediğini doğru kabul etmek ahmaklıktır." Hak yolunda olan hak kararlar verir. O akşamki Hak vakit kaybetmeden düşmanında olsa seçilmiş hükümetin yanında olduğunu ,darbe kimden gelirse gelsin karşısında olduğunu açıklamaktı. Gülen Mevlana gibi biri olarak göçeceği dünyadan o geceki yaptığı veya yapmadığı şeyler yüzünden bir nefret objesi olarak göçecek.Hemde ondan en çok nefret edenler bir zamanlar Hocaefendi Hocaefendi diyenler olacaklar ve oldularda. Varlıkta birlikte acıda yalnız kalan yalnız bırakanı unutmaz. Kandırılmışlık duygusu ,Aldatılmışlık duygusu önü kesilmeyecek nefret dağları doğurur. Uzaktan konuşup ahkam kesip, ahkamının bedeli zavallılarca ödenirken uzaktan gazel okuyana hala Hocaefendi diyen ya hipnozdan kurtulamamıştır yada onu savunmanın dünyalık kazancı devam etmektedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum çok güzel ifade etmişiniz........

      Sil
  9. Bizim memleketten bir cacık olmaz. Birbirimizi yemekte üstümüze yok

    YanıtlaSil