Header Ads Widget

test banner

Hizmet Hareketini Nasıl Bir Gelecek Bekliyor


Menfur 15 Temmuz hadisesinden sonra, hizmet hareketi yaşanan hukuksuzlukların çözümü adına kayda değer bir strateji ortaya koyamadı. Ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden ne de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan bağlayıcı bir karar çıkmadı. Türkiye’deki hukuksuzlar artarak devam ediyor. Özellikle Bylock yargılamalarında, kararlar Yargıtay Ceza Kurulu tarafından hızla onanmaya başladı. Ankesör ve ardışık aramadan yargılanan askerler için de kötü bir haber bugünlerde medyaya düştü. Yargıtay bu yargılanmalarda da verilen bir cezayı onadı. Bu da asıl zor zamanların yeni başlayacağı anlamına geliyor. Birçok kişi tutuksuz yargılanıyor. Birçok kişi de bir müddet cezaevlerinde kaldıktan sonra tahliye oldu. Bu insanların büyük bir çoğunluğu ilk derece mahkemeleri tarafından cezaya çarptırıldı. 5 yılın altı caza alanlar Bölge Adliye Mahkemesi’nin onamasından sonra 5 yıl üstü ceza alanlar da Yargıtay’ın onamasından sonra cezaevine girecekler. Af konusu ya da ceza indirimi, zaman zaman gündeme geliyor. Af ya da ceza indirimi çıksa bile terör suçlarını bu kapsama dâhil edeceklerini düşünmüyorum. AİHM iç hukuk yollarının tüketilmesini istiyor. Ama İç Hukuk’ta adil bir kararın çıkmayacağı gerçeği ortaya konulduğu takdirde iç hukuk yolları bitmeden de karar verebiliyor.

Hizmet hareketine mensup, özellikle Avrupa ve Amerika olan kişiler bütün mesailerini AİHM ’den ve BM’den bağlayıcı bir karar çıkarma adına harcamalıdırlar diye düşünüyorum. Yurt dışında azımsanmayacak sayıda hukukçu ve akademisyen var. Bunların yapacakları çalışmalar ile güçlü bir kamuoyu oluşturulabilir. Bu oluşan kamuoyundan sonra AHİM ve BM yaşanan hukuksuzlara daha fazla duyarsız kalamaz.

Geçen 3 senelik zamanda hizmet hareketi, mağdur ailelere maddi ve manevi destek olmaya çalıştı. Ama bazı yapılar o kadar dağıldı ki elde imkân olsa bile mağdur ailelere ulaşma imkânı kalmadı. Bir de özellikle esnafların hizmette vazifeli insanlara olan güveni sarsıldı. Yardımları hizmet hareketinde vazifeli insana vermektense, kendilerinin tespit ettikleri kişilere ulaştırmaya çalışıyorlar. Bu da ulaşılabilecek mağdur aile sayısını azaltıyor. Hizmet hareketinin neden bu güvenin sarsıldığını sorgulaması gereklidir.

Sürekli insanlara bugün bitecek yarın bitecek. Bu iktidar son demlerini yaşıyor. Ergenekon bunlardan hesap soracak, büyük çatışma kapıda. Perinçek şöyle dedi gibi yaklaşımlar bırakılmalıdır diye düşünüyorum. Galiba Perinçek ve ekibinin çok güçlü olduğuna yalnızca kendileri ve hizmet hareketi olarak biz inanıyoruz. Erdoğan hükümeti bugün devrilse yerlerine gelecek iktidarın tavrının çok da farklı olacağını düşünmüyorum. Çünkü geçmişte yapılan hatalar toplumun her kesimini hizmet hareketine düşman etti. Solcular düşman, aleviler düşman, ülkücüler düşman, laikler düşman, tarikatlar ve cemaatler düşman, Kürtler düşman. Hizmet hareketi biz ne yaptık ki, bu kesimlerin hepsi bize düşman oldu, bununla yüzleşmek zorundadır.

Hizmet hareketi eğer Türkiye’nin ve Dünya’nın geleceğinde bir sivil toplum hareketi olarak var olmak istiyorsa bir an önce yapılan hatalarla ve gerçekler ile yüzleşmek zorundadır. Öncelikle insanların artık aptal yerine konulmasından vazgeçmelidir. 15 Temmuz darbe girişindeki cemaat rolü kabul edilmelidir. Bu, bazı arkadaşlar bizden habersiz bu girişime dâhil olmuş olabilir. Adil Öksüz MİT’e angaje olmuş biri, Fethullah Gülen’in kesinlikle bu darbe girişiminden haberi yoktu. Ondan habersiz, Mit ajanı Adil Öksüz’ün yönlendirmesi ile cemaat bu darbenin içine çekildi, şeklinde yaklaşımlar bırakılmalıdır.

Bu söylemlere hizmet hareketi içerisinde inananlar olabilir. Ama bütün ülkelerin haber alma ve istihbarat servisleri gerçekleri biliyorlar. Darbe girişimindeki Mit’in kurmuş olduğu kumpası da biliyorlar. Hizmet hareketinin bu darbe girişimindeki rolünü de biliyorlar.

Özellikle Avrupa toplumunun hizmet hareketini kabul etmesi için öncelikle bu harekete güvenmesi gereklidir. Bu da ancak tamamen şeffaf bir yapıya kavuşmasından sonra olacaktır. Bu biraz zaman alacaktır. Tabi ki eski sistemler tekrar kurulmazsa, tekrar hiyerarşik bir örgütlenmeye gidilmezse. Tekrar gizli bir ajanda açılmazsa. Bu şeffaflaşmaya, tamamen bir sivil toplum hareketi olmaya, direnenler olacaktır. Eski makamlarını, mevkilerini konumlarını ve bunların sağladığı imtiyazları kaybetmek istemeyenler olacaktır. Buna üstten bir müdahale beklenmemeli, çünkü üstte zaten bunlar var.

Hizmetin her bir ferdi buna karşı çıkmalıdır. Ferdiyet ön plana çıkmalı hizmet hareketinin bize kazandırdığı değerler fert olarak temsil edilmelidir. Harekete mensup bireyler şimdiye kadar hep birilerinin yönlendirmesi ve sevki ile yaşadılar. Adına istişare denilen ama alınan kararların tebliğ edildiği meclislerin ötesine geçemeyen mekanizmalarda, kendilerine bir yol çizildi. Biz birey olmayı bireysel kararlar vermeyi hiç başaramadık. Artık toplum içinde, bu yurt içinde de olabilir yurt dışında da birey olmanın kendi kararlarımızı kendimizin verdiği insanlar olmanın, zamanı geldi diye düşünüyorum. BAŞKALARININ BİZİM ADIMIZA VERMİŞ OLDUĞU KARARLARIN CEZASINI ÇOK AĞIR BİR ŞEKİLDE ÇEKTİK. Artık yanlışıyla doğrusuyla kendi kararlarımızı hayata geçirmeliyiz.

Özellikle uzun süredir cezaevinde olanlar ve bunların dışardaki aileleri, haklı olarak Erdoğan hükümetine ve onlara destek çıkan halka müthiş bir kin beslemektedir. Bu hukuksuzluklar, zulümler ve haksızlıklar hizmet hareketinin marjinalleşmesi adına yapılıyor. PKK 1980 ihtilalinden sonra cezaevlerinde silahlı terör örgütü haline gelmiştir. Diyarbakır cezaevinde yapılan işkenceler örgütü marjinalleştirmiştir. Şu anda hizmet hareketi için de benzer şeyler yapılmaktadır. Bu oyuna gelinmemelidir. Hizmet hareketinin bize kazandırmış olduğu değerler buna engel olacaktır. Ama Sezai vakasında gördük ki hizmet hareketi içerisinde de buna çanak tutacak zihniyet hala var ve etkin durumdalar. Daha önceki söylemlerimizde Anadolu insanını adeta kutsayan bizdik. Bu ülke bizim için İslam’ın son karakoluydu. Bu halk bizim halkımız biz yanlışlarımızdan dönersek onlarında büyük bir kesiminin yanlışlarından döneceğine inanıyorum. Hizmet hareketinin liderini ve üst düzey yöneticilerini affetmese de Türkiye’deki hukuksuzlukların mağduru insanları, tekrar toplum içine kabul edecektir.

Son olarak hizmet hareketine mensup fertler sosyal medyadaki hizmet trollerine, tepkilerini ortaya koymalıdır. Erdoğan hükümeti ile olan savaşlarını buradan devam ettirmeye çalışan, bunu yaparken de hiçbir dini ahlaki değeri gözetmeyen insanlar bunlar. Yalan, iftira tevil ile bir yere varmaya çalışıyorlar. Bu hareket, daha önce dini değerleri teviller ile içtihatlar ile çiğnedi ve bunun cezasını çok ağır çekti. Artık bu yaklaşımlara sonuna kadar karşı çıkılmalıdır.


-Ali Ayva


author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

7 Yorumlar

  1. Gayet guzel bir yazi dedikleri 100% mantikli olsada, yapilmasi imkansiz.
    Bu simdiye kadar hizmet ogretisinin ve kultlestirme politikasinin eseri. Cemaatin basi kesinlikle bir degisim istemiyor. Eletiriyi kabul etmiyor. ona bagli olan kult tabanda o ne derse bildigi var deyip kult olmaya devam ediyor. ama farkinda bile degiller. Farkinda olanlar kult olan tabakayi uyarip lokalleselim, bu cok tehlikeli dedikce uyarisinin ne kadar bos oldugunu insanlari degisteremedigini gorunce ayriliyor.

    dolayisi ile hizmet hareketi dagilmaya yuz tutmus bitmis bir harekettir. insanlar Allah rizasi icin degil abi rizasi icin is yaptiklarindan yaptiklarini abilere rapor etmeleri gerekiyor.
    merkezi bir istisare gurubu olmasi ve yapilan herseyin bir yerlere rapor edilmesi, bir yerde yanlis kanuna nizama aykiri bir is yapildiginda alakasiz kisileri alakasiz gruplarida baglayacak. bunun farkinda degiller.
    farkina varanlar tehlikeli gordukleri grupta kalmadiklari icinde bu is bitecektir.

    YanıtlaSil
  2. nasıl bir gelecek? İki ihtimal var:
    1- bu hareket hakkaten Kuran Hizmetiyse, hem tavanı hem tabanı çok güzel günler bekliyor, baharlar gelecek herşey düzelecek, her iki dünyada aziz olacaklar hiç merak etmesinler. Fakat 15 temmuzdaki rolüne, soru çalmalarına, adam yerleştirmelerine, ayak kaydırmalarına vs. baktığım zaman bu ihtimal adeta sıfır böyle Kuran hizmeti olmaz.
    2- bu hareket Kuran hizmeti değilse, CİA'nın falan projesiyse, taban zaten sefil iyice sefil olacaklar, tavan ise şimdilik iyi işleri bitince CİA onların da icabına bakacak besleyecek değil ya kullanıp atar, sonuçta hem tavan hem taban her 2 dünyada zelil olacak. hakkaten Allah rızası için bulunanları Adl-i Mutlak bir şekilde kurtaracak onlar istisna.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayat bu kadar siyah beyaz degil hocam. yer yuzunde de boyle siyah beyaz hareketler veya gruplar yok. en azindan gunumuz dunyasinda yok. gercek ortada bir yerde. Bir suru yanlis ise de bulasmis bir Kuran Himzeti. Insallah hatalarindan ders alir, bundan sonra topluca bir cemaat olarak ne yapar, ne yapabilir bilmiyorum. Derlenip toparlanadabilir, ya da bu marjinal halinde kalip yok olabilir. ama mensuplari umarim yasananlardan cikardiklari derslerle daha guzel hizmetlere imza atarlar.

      Sil
    2. bu yapının vatana millete yapacağı tek bir hayır kaldı: kendi kendini feshetmek yok etmek.

      Sil
    3. olabilir, bu da bir yol. mantiksiz da degil ama benim itiraz ettigim konu bu degil, yukaridaki ya o ya bu dayatmasi. Bundan sonra ne olacagi ile ilgili de bu kadar keskin yorum yapmamak gerek. Osmanlida ornegin bir Kuleli vakasi var, Naksiler padisaha suikast duzenlemek ve darbe yapmaya calismaktan suclaniyorlar. Dogru mu iftira mi bilmiyorum, sonra Istanbuldan suruluyorlar ve epey bir eziyet de cekiyorlar. Ama yok olmadi Naksilik, guzel seyler de yapmistir. Cemaat in yok olup olmamasi cok onemsedigim bir konu degil bu arada, sonucta mensuplari yok olmayacaklar. Yasadiklarindan ve hatalarindan ders cikararak daha guzel seyler yaparlar insallah. Onemli olan bu bence.

      Sil
  3. olabilir, bu da bir yol. mantiksiz da degil ama benim itiraz ettigim konu bu degil, yukaridaki ya o ya bu dayatmasi. Bundan sonra ne olacagi ile ilgili de bu kadar keskin yorum yapmamak gerek. Osmanlida ornegin bir Kuleli vakasi var, Naksiler padisaha suikast duzenlemek ve darbe yapmaya calismaktan suclaniyorlar. Dogru mu iftira mi bilmiyorum, sonra Istanbuldan suruluyorlar ve epey bir eziyet de cekiyorlar. Ama yok olmadi Naksilik, guzel seyler de yapmistir. Cemaat in yok olup olmamasi cok onemsedigim bir konu degil bu arada, sonucta mensuplari yok olmayacaklar. Yasadiklarindan ve hatalarindan ders cikararak daha guzel seyler yaparlar insallah. Onemli olan bu bence.

    YanıtlaSil
  4. Fetö sizi fena zehirlemiş, çözüm önerisine gerek yok zaten çok biliyorsunuz, hainin peşine giderken düşünecektiniz, hâla ordan burdan beklemeyi bırakıp adam olun

    YanıtlaSil