Header Ads Widget

test banner

Cemaat Niye Lağvedil(e)miyor / Sorun Muhakeme Gücü Mü? (1)


Gerçek hayatta tecrübe ettiğim bir şey, güçlü biri gelip zayıfı ezdiğinde çok az insan tepki verir. Çoğunluk sessizce izler, kimisi olay bitince gelir çok üzüldüm der. Kimisi zayıfa sen haklısın der ama ertesi gün güçlüyle sohbet etmeye devam eder. İnsanoğlu T. Hobbes’un dediği gibi kötü fıtratlı, %90'ı bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda. İnsanoğlunun davranışlarını açıklamak da kolay değil. Neden hiçbir tepki vermeden hayatlarına devam ediyorlar bilmiyorum. Müthiş bir umursamazlık var. Afrika'da şu satırları yazarken bile birilerinin tecavüze uğradığını ve katledildiğini biliyorum(1). O konuda elimden bir şey gelmiyor, ama kendi ülkemdeki sorunlarla ilgili elimden bir şey geliyor. Çoğu insanın da geliyor. Eleştirmek mesela, sessiz kalmamak bunlardan biri. Peki niye 10 insandan sadece 1'i tepki veriyor. Niye her ülkede solcuların sayısı bu kadar az? Kafanızdaki solcu tanımı nasıl bilmiyorum ama şöyle söyleyeyim her kesime yardım eden aktivist sayısı niye bu kadar az? José Mujica gibi devlet başkanları niye tek tük? Oysaki kendini dindar olarak nitelendiren, ahirete bir şekilde inanan onca insan var, bu kişiler niye sessiz kalıyor? Hem bu dünya ahiretin tarlası olacak hem de sessiz kalacaksın bu nasıl oluyor?

Gerçek hayatta biri bana iftira atmıştı. Kendimi savunmaya başladım, çok ince teknik detaylar ile ispatlıyordum karşıdakinin yalanını. Ama sonra baktım ki kimse detaylarla gerçekle ilgilenmiyor. Beni sevenler zaten benim yanımda beni sevmeyenler de karşımda. Ama gene de benim sevenlerden bile 10 kişiden sadece 1'i verilmesi gereken şekilde tepki veriyordu. Bu olayın üzerine galiba zekâları olayın ince teknik noktalarına yetmiyor diye düşünmüştüm. Muhakeme yetenekleri yok diye düşünmüştüm. Hala daha cevabı bilmiyorum. Ama insanların çoğunun muhakeme yeteneği yok yani asla hâkim olamazlar, olayları değerlendiremezler. Ona rağmen bu dünyada nasıl imtihan oluyorlar orasını anlamadım. Herkesin imtihanı galiba kendine, kendi kapasitesine göre hesap verecek. Akılları çoğu olaya yetmese de dini de öğrenebilecek kapasiteleri de olmasa, belki bir hayvana yaptıkları iyilik ya da kötülük onların kaderini belirleyecek.

İslam konusunda benim anladığım bu işin temeli usul-i din ve usul-i fıkıh bilmek. Bu iki şey balık tutmak oluyor. Peki kim biliyor? Piyasada binlerce din kitabı var kaçı bunları öğretiyor. Gülen'in 80 küsur kitabında hiç bu konular var mı? Yok çünkü balık tutmayı öğretmiyor, sizi kendini muhtaç edecek şekilde balığı veriyor. Türkiye'deki diğer cemaatlerden farkı da onlar hamsi verirken Gülen vitrine Norveç somonlarını koymuş. Başlarda Norveç somonlarını verirken güveninizi kazandıktan sonra at etini verebiliyor. Buna da tebliğde strateji, tebliğde stratejik derinlik diyor. Muhatabı gerçeklere yavaş yavaş alıştırma, reaksiyon göstereceği mevzuları en son anlatma. Elindeki malı (kendi İslam yorumu) malın özelliklerine göre satmıyor, satıcı olarak kendini sevdiriyor ve seni "bir şey alacaksak tanıdıktan alalım" moduna sokuyor. Afrika'ya ilk giden Hristiyan misyonerlerden farkı var mı? Aç olan insana yardım ederseniz ve iyi davranırsanız tabi senin dinine inanır. Küçüklüğünden çocukları alıp ücretsiz ilgi gösterip patatesli yumurtayı sevdirirsen tabi seni takip eder. Kült lider yazımda Hitler'i kalbinizle anlayın aklınızla değil diyen generalinden bahsetmiştim. Benim Gülen ile ilgili bu cemaate girmeden önce aklımda olan şüpheler akıl yoluyla mı gitti diye düşünüyorum. Cevabı hayır. Patatesli yumurtanın kokusu sayesinde gitmiş. Cemaatle alıştıktan abilerimi sevdikten sonra, bunlar melek gibi insanlar diye çoğu soruyu kafamdan silmişim.

Soru çalma, Ergenekon operasyonları, Kadrolaşma... Tamam çocuktum ama herkesin artık konuştuğu şeylerdi bunlar, ama abilere alışınca… Puff! Bunlar yapmamıştıra dönüyor. Ama gariplikler bitmiyor tabi ki de. Neresinden tutsan döküldüğü için, sırlar gizli kalmıyor. Gülen'i okudukça bakıyorsun 1980 darbesini de övmüş, 1971'de Nurculuktan tutuklanınca mahkeme savunmasına bakıyorsun Said Nursi'ninkiyle alakası yok. O zaman da yardıma büyük abiler yetişiyor. İlla ki bir yazı bulursunuz Gülen'in bunu niye yaptığının hikmetini anlatan.

Şimdi bu tipler utanmadan Gülen Mehdi demedik siz öyle anladıysanız sizin sorununuz diyor. Ben sizin fabrikanınız ürünüyüm, o fabrikadan kopmadan önce ben neysem siz onu vermişsinizdir. Kaç tane Gülen'in olağanüstü bir insan olduğunu anlatan sohbet var, isim vermek istemiyorum adam ayrılmıştır cemaatten şu Gülen'e şiir okuyan kişi gibi olmasın sonra. Yani bu sohbetler gizli, biz karıştırıp bulmuyorduk, evlerde bunlar dinleniyordu. Ekrem Dumanlı'ya kalsa zaten soru çalma olayı da öyle olmuş Soruların Verilmesi yazı dizimde belirttiğim gibi cemaatin tabanının kendi başına yediği bir naneymiş bu. Yani soruyu alan orta okul 3. sınıf öğrencisi ve üniversite 1. sınıf abisi kendi başına yapmış bunu. Aslında mevcut davalara baksanız Dumanlı haklı, çünkü yargılananlar sadece onlar. Erdoğan'ın dediği gibi akılsızlar! Ama Erdoğan akılsız diyor tamam da bu Dumanlı'ya ne oluyor da bu da yurtdışından tabandakilere bela okuyor diye yazmıştım. Hadi Dumanlı okuyor da hala daha bu adamı Youtube'dan kim izliyor, Twitter'dan kim takip ediyor. STV haberde yazması yetmiyor bir de Tr724 sitesinde'de de yazmasına kim izin veriyor? Neden kimse ses çıkarmıyor. Bir insan celladına bu kadar da mı âşık olur? Alın işte bir haksızlık örneği ama tepki veren yok, 10 kişiden kaç kişi acaba? Normal bir insan Dumanlı ile iletişime devam eden herkese ve ona yazı yazdırıldığı için de o iki siteye tepki vermesi gerekir? Veren var mı? Soruların Verilmesi yazı dizimdeki Dumanlı bölümünü okuyun, tepki verilecek bir durum yok mu sizce? Ama her şey o kadar sıradanlaşmış ki, bu adam çıkıp cemaat şeffaflaşmalı diye bir tweet atsa, herkes alkışlayacak.

Çoğu insanın muhakeme yeteneği yok, krallıklar bitip seçim sistemleri gelince bunu ilk fark edenler hemen kullanmıştır. Akla ilk gelen isim de krallar bu işin kaymağını yıllarca yedi biraz da biz yiyelim diyen Hitlerdir. Hitler bu işin kaymağını Yahudileri düşman ilan edip şeytanlaştırarak yemiştir.

“Bir kitle hareketinin gücü, seçmiş olduğu düşmanın canlılığı ile doğru orantılıdır. Yahudilerin imha edilmesini arzu edip etmediği sorulduğu zaman Hitler şöyle cevap vermişti: Hayır... İmha edersek onları yeniden yaratmamız gerekecektir. Sadece ismen değil, cismen mevcut bir düşmanımızın bulunması esastır.”(2) Hitler’in bu stratejik zekasına hayran kalan Japonlar, aynısı biz de yapmak isterdik ama maalesef Japonya’da Yahudiler yok demiştir. Hitler Yahudi nefretiyle tüm Almanya’yı birleştirmiş ve diri tutmuştur. Öyle bir düşman seçmiştir ki zaten halkın bu kitleye bir nefreti vardır ve düşmanını zayıf göstermemiş güçlü göstermiştir ki yolunda gitmeyen her şeyin suçunu onlara atabilesin. Hayvan Çiftliği kitabından hatırlarsınız, domuzlar yolunda gitmeyen her olayı dış mihrakların oyunlarına bağlar. Sürekli bir bitmeyen düşmanları vardır, o düşman hiçbir zaman yok olmaz, ona karşı zafer alındığında bunun propagandasını yaparlar. Kitaplardan okuyunca çok basit geliyor ama içinde bulunduğunuz oyunda kullanılan bir kurguysa bu, figüran olduğunuzu anlayamıyorsunuz.

Ya işte Fetö de öyle bir aparat ben anlıyorum demeyin, Fetö’yi kastetmiyorum. O konuda zaten Fetö’nün nasıl kullanışlı bir aparat olduğuna dair yazıp çiziyorlar. Cemaatin aparatı olan Ergenekon’u kastediyorum. Cemaatin seçtiği düşman da Ergenekon, hiçbir zaman bitmiyor çünkü tam olarak ne olduğu bile belli değil. Örgütün yapısında kim bir numara kim karar alıcı organ belli değil. Zaten kim bir numara tarzı kitaplar ile o dönem birileri ceplerini iyice doldurmuştu. Zaman gazetesinde çıkan karikatürleri de hatırlarsınız, Ergenekon operasyonları ilk yapıldığında yer altından silahlar çıkarılıyordu. Gazetede yer altına gizlenmiş koca bir dinozor resmi ve daha sadece kuyruğunun ucu tespit edilmiş. Sürekli yeni bir dalga, her kesimden insan içeri girdikçe zaten Ergenekon bir çatı örgüt Türkiye’deki tüm örgütleri yönetiyor tarzı açıklamalar. Yani kısacası kripto kelimesi gibi o dönem herkes Ergenekoncu olabilirdi, nitekim oldu da Cemaat’i eleştirdiği an şu an HDP milletvekilli olan Ahmet Şık’ı aldılar. Ulusalcı Kemalist askerler ve Ahmet Şık aynı örgütte olabiliyordu, yani bir nevi Ahmet Şık kripto Ergenekoncuydu. Ergenekon’un yönetimini hiç bulamadılar, Kamil Maman’ı en son dinlediğimde Encümen-i Daniş’in Ergenekon’un beyni olduğunu söylemişti ama polisler ispatlayamamış. Kendisini o zaman da eleştirmiştim, bu iş komplo teorisi bile olmaz o kişilere iftira olur demiştim. Polis biliyor, istihbarat biliyor ama delillendirememiş diye bir şey olmaz. Bilgim yok ama fikrim var sözünün pratiğe geçmiş hali. Eğer böyle açıklama yaparsanız Hanefi Avcı gibi biri çıkar Fethullah Gülen bu örgütün varlığına inanmış, polisler de onun kalp gözü açıktır o doğru biliyordur diye örgütü bulmaya çalışıyor der. Ülkenin 5 senesi bu örgütle geçti, bir numara kim hala bulunamadı. Cevapta hazırdı, 1 numara ulaşabilecek kadar derine gitmeye derinler izin vermedi. Yaklaşık 1000 kişi hapisteyken hala daha örgütün çok güçlü olduğu, bir numaraya inemediklerinin propagandası yapılıyordu tıpkı Hitler’in Yahudileri gaz odalarında öldürürken yolunda gitmeyen olaylardan Yahudileri sorumlu tutması gibi, tıpkı 500 bin insanın Fetö’den kovuşturma geçirmesine rağmen birilerinin Fetö ile mücadele edilmiyor ki demesi gibi. Yapay bir örgüt olunca bitmiyor, bitemiyor ama Ergenekon bile birilerinin iştahını kapatmaya yetmedi ve Selam Tevhid çuvalını raflardan çıkarmaya karar verdiler. Raflardan diyorum çünkü böyle bir örgüt zamanında faaliyet göstermiş ve ilk dosyayı Kemalist bir savcı açmış, ama işte bu örgütte bitmemiş meğerse ülkeyi bunlar yönetiyormuş ve İran’ın taa Osmanlı’dan kalma kuyruk acısı varmış. Delil var mı? Yok. Ama algı var, halkı çok güzel hazırlıyorlar o algıya. Bir kere Gülen ülkeye dönmüyor bu başlı başına bir algı, Anadolu çocuğu olarak hala ABD’de kaldım bir garip(!) gibi Türkiye’deki derin örgütler bitse de can güvenliğim olsa da dönsem modunda. O derinler bir türlü bitmiyor, her yer temizlendi de işte Mit kalmış, Ergenekon orda tekrar yapılanıyormuş, bir de Selam Tevhid çıktı ortaya… hikâyenin devamını hepiniz biliyorsunuz.

“İdeal düşman niteliğini kazanması için yerli bir düşmanın yabancı bir soydan geldiği iddia edilmelidir.”(3) Bunu kim demiş F.Gülen mi? Hayır Hitler’in sözü gene. Ama günümüze nasıl cuk diye oturuyor değil mi? Birileri yoksa Hitler’in tedrisatından mı geçmiş? Hitler’e benzetince kızıyorsunuz ama Hitler’e de çok benziyorsunuz be arkadaş!

Diyelim ki Hakan Fidan, Beşir Atalay Acem. İlker Başbuğ ve Yaşar Büyükanıt Yahudi, Erdoğan da Rum, Türkan Saylan da Ermeni, Gülen de Yahudi. Ne fark eder? Bunu diyerek teorik söyleminizi tüketiyorsunuz. Gülen son bamtellerinde hala Pakraduni, Rum Mehmet diyordu. Öncesinde Selam Tevhidcilere Acem, Ergenekonculara da Yahudi, Ermeni, Nusayri diyorlardı. Hala daha tr724 sitesindeki bir trol Nusayri diyor. Şaşırdım mı? Tabi ki Hayır. Polis imamı Kozanlı Ömer de Aktifhaber sitesinde Yusuf Gezgin müstearıyla sürekli yazdığı şeyler bunlar. STV dizilerinde de tonla vardı. Birileri Hitler’den dersini iyi almış, çok güzel de inandırdılar toplumu. Zaten bizim Türk insanı Said Nursi gibi, biri kötülük yapınca hemen bu Türk olamaz diyor. Türkler kötülük yapmaz. Kim yapar? Ermeniler mi yapar? Hrant Dink’in eskimiş ayakkabısı geldi gözümün önüne… Irkçılık ve nefret söylemi ile teorik altyapınızı çökertirsiniz. Bu tip bir hata tüm doğrularınızı siler, çünkü çok temelde sizin tam bir sahtekâr olduğunuzu gösterir. Cami kürsülerinde bağırarak, ağlayarak millete gazı vererek çok adam toplarsınız ama 10 kişiden hep 9’luk kısımda kalanları toplarsınız. Zaten öyle de olmuş. İlk abiler hemen toplanmış Gülen’in etrafına. Kendileri diyor az buçuk okuyan İslam’ı bilen enaniyetten gelmedi Gülen’in yanına biz geldik diye. Acaba enaniyetten mi gelmediler? Abilerimizi çok güzel kandırmışlar, Sağ olsun onlar da bir sonraki nesli kandırdı, bir sonraki nesil öbürünü kandırdı, öyle öyle bize ulaştı. Gülen ile doğrudan muhatap olsam kandırılmayacağımı düşünüyorum, ama zaten kandırılmış bir adamla muhatap olunca, işkillenmiyorsunuz çünkü adam inandığını söylüyor size yalan söylemiyor ki. 40 sene geçti bir 400 sene daha geçse ancak bu kadar büyürdü bu cemaat. Kendi halinde, kendini işine vermiş, geliştirmiş, okuyan, düşünen birey olmuş hakperest bir Ermeni’yi çekebilir misiniz bu cemaate?

Ben niye bu olaylara girdim? Çünkü hayvan çiftliğindeki durum yaşanıyor. Ortalama bir cemaat ferdi Türkiye’deki her olayın Fetö'ye bağlanmasına gülüyor, dalga geçiyor, buna inananlara ahmak diyor. Ama kendi diğer yandan her şeyi Ergenekon'a bağlayabiliyor. Her şeyi derken kastım öncelikle 15 Temmuz darbesidir. Darbede karanlık bazı noktalar mı var Ergenekon'da de çık işin içinden, 500 bin insan kovuşturma mı geçirmiş Ergenekon de çık işin içinden, her kapıyı açan bir maymuncuk gibi. Gerçekten Ergenekon nedir iddianameyi okumayı düşünen yok, Perinçek'in birkaç videosu piyasada geziyor o sözleri duyuyor ya, o ona yeter, kafasında her sorunu çözüyor(!). Çakmak paşanın videosu 15 Temmuz’un tüm soru işaretlerini kaldırıyor. Adil Öksüz’ü, Kemal Batmaz’ı her şeyi açıklıyor(!).

Yukarıda söylediğim sorunu soyutlaştırırsak, insanlar rasyonel düşünemiyor, algıya kurban gidiyor ve algıya kurban gittiğinin farkında da değil. Hala daha Türkiye'deki 80 milyondan daha zeki olduklarını ve onların çok güzel kandırıldıklarını düşünüyorlar ama onlara gülerken birilerinin de kendilerine güldüğünün farkında değiller. Peki bu yüzden mi bu cemaat lağvedilmiyor?

Ahmet
Twitter: @a_wolfenstein


(1) Katledilmek kelimesinin yanına tecavüz kelimesini niye ekliyorum bilmiyorum galiba kültürel bir doğma ikisini denk görüyorum, Türk’ün namus kültürü.

(2) Eric Hoffer, Kesin İnançlılar

(3) Eric Hoffer, Kesin İnançlılar
author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Anonymous08 Mart, 2019

    Yazı enfes. Ellerin dert görmesin. Yusuf Gezgin'in sosyal medyada Mahmut Akpınar olduğu iddia ediliyor. Kozanlı Ömer'in kullandığı müstear isim yusufgezgin.com'da başka bir isim olabilir. Fakat bilmiyorum. Bazı tahminlerim var. Bu kısım bence yanlış.

    YanıtlaSil