Ne aleyhte ne de aleyhte yayınlar takip ediyorum yapıyla ilgili. Ama bir çok yerden link gelince yazıyı Youtube’ta dinledim. Ve kendime engel olamadım yazı yazmamak için.
Yazıyı dinleyince ne kadar masum görünüyor ilk başta diye düşünmeye başladım. Vicdan kokan, hakkı hukuku gözeten, kılı kırk yarcasına bir hayatın izlerini taşıyan, bir yazı.
Ben de başka bir açıdan bakayım.
Ahmet Kurucan’a bir şeyler söylemek istiyorum. Türkiyeden çıkarken 28 yaşımdaydım ve Avrupaya gelene kadar başka ülkede yaşadım. Oturum masrafları, geçiş için harcadıklarımız... Maalesef ne tazminat alabildik ne de haklarımızı. Üstüne kayyumlara kurumlar teslim edilirken kasalar dolu bırakıldı. Nokta atışı yapabilirim eğer kurum ismi isterseniz.
Biz sizler gibi Türkiyeden ayrılırken havaalanına gitmedik, öyle pasaportlar vizeler yoktu. Türkiyeden uçağa binip özgürlüğümüze kavuşmadık kısaca. Siz bilet parası verirken, bizler bu kazanımları elde etmek için çok para harcamak zorunda kaldık. Çoğunu borç aldık. Demiyorum size olduğunuz ülkeye yalan söyleyin diye. Ama tabiri caiz ise uçağa binip Amerika’ya giden biri olarak, başkaların sınandıklarıyla sınanmadan ahkam kesmeyi bırakın.
Eğer din adamlığı yapamaya kalkışıyorsanız, yapılan yanlışları haksızlıkları zamanını beklemeden konuşarak başlayabilirsiniz.
Bank Asya'ya para yatırmak için koca koca abiler hocalar faiz düşük bankadan para çekip bankaya yatırmayı tavsiye etti. (Mustafa Güney ile Gülen'in ses kayıtları mevcut YouTube'ta.) Bunlara ses çıkarmayan Ahmet Kurucan.
Kaçak güreşmeyi tercih ediyorsunuz. Kendinizin bulaşmadığı bir durum için ahkam kesebiliyorsunuz. Hocalığınızı zamanında faize el sürmeyi teşvik ederken, siyasete bulaşırken (2011 referandumu) Hz. Ömer'e hesap soran o yaşlı kadın gibi veya bu gömleği nereden aldığı soran bir genç gibi, neden göstermediniz? Dinizin veya bulunduğunuz yapının namusunu o zaman neden korumadınız?
Artık hocalığı bırakın, kendi yaptığınız günahlardan dolayı o kadar masum insanın başına sıkıntılar geldi. Bunları anlatın. İdda demeyeceğim, onlara çıkın; askeriyede, yargıda, büroksaside bu yapılanmayı anlatın.
Konfor alanınıza uygun sorular gelince hocalığınız ilminiz konuşuyor. Eğer ilminizin hakkını vermek istiyorsanız, o yaşlı kadın orada duruyor. Soru sorarak başlayabilirsiniz. Siz kime soracağınızı gayet iyi biliyorsunuz...
-Tarık Yavuz
0 Yorumlar