Header Ads Widget

test banner

Hayat Yolculuğu

Bir insanın huzurlu olabilmesi için en önemli şartlardan birisi kendisi ile barışık olması. En kötü insan bile hayatını devam ettirmek için yaptıklarını—o veya bu şekilde—rasyonalize etmek, davranışlarına kendince geçerli sebepler bulmak zorundadır. Eğer bu sebepler gerçekten kopuksa bu duruma kendini kandırmak diyebiliriz. 

İnsan en güzel, en başarılı, en çok ve en sık kendisini kandırır. Yanlış varsayımlar kendini kandırmak için en kullanışlı araçlardır. Mesela kendisini veya grubunu özel görmek veya başkalarını (negatif veya pozitif yönde) özel görmek. Bu varsayımlar üzerine bir bina diker insan; o şekilde bina edilen her bir yeni hüküm kendince tutarlıdır, ama gerçekten kopuktur. 

Kendimizi kandırıp kandırmadığımızı anlamanın en iyi yolu varsayımlarımızı sorgulamaktır o yüzden. Bu ne kadar geciktirilirse ilerde olacak potansiyel bir yıkım o kadar sert olur. Bazı insanlar hayatları boyunca sorgulamadan—saçma sapan şeylere inanarak—ömürlerini bitiriyor olabilir; ama hakikati aramaya niyet etmiş bir insan o tip bir yaşamı kaliteli ve doğru bir yaşam olarak görmeyecektir. 

Varsayımları sorgulayıp—onları minimale indirip—aklı ve vicdani kullanarak yeni bir hayat görüşü oturtmak hiç de kolay değildir. Çok, derin ve geniş düşünmeyi gerektirir, yorucudur; bütün eforlardan sonra hala yanılmış olabileceğini kabul etmeyi gerektirir; belki kendini yalnız hissettirir. Ama değer. Çünkü bir şeyler ortaya çıkmaya başlayınca o şey sizindir. Başkalarından ödünç almamışsınızdır, kendi emeğinizle kendiniz dikmişsinizdir. Bunun sonunda ortaya çıkan kendinle barışıklık hali diğer türlü olanlarından çok daha güzel, değerli ve tatmin edicidir. Başkalarının sizi anlamaması ve eleştirmesi artık sizi artık çok etkilemez. 

Varsayımları sorgulayıp, kendini kandırmayı azaltıp, doyurucu miktarda kendiyle barışık olan insan aslında bir hedefe ulaşmış değil, bir yolculuğa başlamış olur. Çünkü hedefe ulaştım diyen aslında yine bir varsayım yapmış olur; durulur, kokmaya başlar. Kokmamak için akmak lazımdır, devamlı değişmek kabul edilmeli ve istenmelidir. Bu hakikati arama yolculuğudur; bulmak diye bir şey mümkün değildir. Bu yolculuk ile barışık olunduğunda—işte o zaman—insan kendisiyle ve hayatla gerçek manada barışmış olur. Dingin olur, gerçek manada huzur bulur; dünyayı aşmış olur; dış dünya çalkalansa bile içi huzur doludur; o kişi modern bir ermiş olur. 

Bu modern dünyada çokların bu güzel yolculuğa ne vakti ne hali ne takati ne de niyeti var. Ya materyalist dünyaya dalmış durumdalar ya da kendilerini hazır paket halinde kendilerine sunulmuş manevi paketleri kullanmaya adamışlar. Her iki durumda da yaşanılan hayatta gerçek manada bir ruh yok; o yüzden çok daha güzel şekilde yaşanabilecek bu yaşam heder edilmiş oluyor. Bize büyük nimet olarak sunulan bu kısacık yaşamımız ise heder etmek için çok değerli. 

Ben bunları kendiyle, hayatla, ermeye götüren yolculukla barışık olan bir insan olarak değil, barışık olmak isteyen bir insan olarak yazıyorum. Yolculuğa niyetli ve hazırım. Kalbim kıpır kıpır. MFP yazılarımı başkalarına tahşidat yaptığım ve onları değiştirmeye çalıştırdığım yazılar olarak değil; bir kendime notlar, bir düşünce toparlama, bir iç dökme imkânı olarak görüyorum. 

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. 

İsa Hafalır
author

"Sorumluluk Reddi" Konusunda Önemli Bilgilendirme:

Münferit Fikir Platformunda yazılan tüm yazılar, aksi MFP YYK tarafından belirtilmedikçe yazarların kendi görüşleridir. MFP’nin ve platformdaki diğer yazarların görüşlerini yansıtmaz veya ifade etmez.

Yorum Gönder

0 Yorumlar