tag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post8356883936993612607..comments2024-03-27T14:34:20.128+03:00Comments on Münferit Fikir Platformu: İslam Dininin Prensiplerinin Potansiyel Problemleri (1) Analizler ve Çözüm ÖnerileriMünferit Fikir Platformuhttp://www.blogger.com/profile/00489499603026277676noreply@blogger.comBlogger12125tag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-30790149205221813432019-12-02T12:25:27.076+03:002019-12-02T12:25:27.076+03:00Bu arada şimdi bir yazı okuyordum bu vesileyle bu ...Bu arada şimdi bir yazı okuyordum bu vesileyle bu resim analojisiyle ilgili aklıma gelen bir iki şey söyleyeceğim. Bu örnekteki durum çok subjektif bir bakış. Yani resmin size nasıl göründüğü pek çok faktöre bağlı. İnsan aynı konuda hayatının farklı dönemlerinde farklı tecrübelere bağlı olarak çok farklı sonuçlara ulaşabiliyor ki farklı insanların farklı sonuçlara ulaşmasıysa zaten son derece olağan bir durum. Bunun daha da ötesinde insan algısının ve beyninin ne kadar güvenilmez bir yapı olduğu, biasları vs. şu anda ekonomiden siyasete kadar pek çok alanda en revaçta olan konulardan birisi. O halde bu bana öyle görünüyor o halde en doğrusu budur yaklaşımı da sorunlu bir yaklaşım. İçimdekini değil de başkasını mı söyleyim vs. de sorunlu bir yaklaşım. İçindekinin başkasından daha güvenilir olduğunun delili nedir. Yani sırf başkası olmasın diye içindekine mi güveneceksin? <br /><br />Burada olması gereken şey eğer yapılabiliyorsa erişilmeye çalışılan bilgiyi daha objektif ve somut bir hale getirmektir. Bunun yapılamadığı yerdeyse bu bilgiye güvenmek mümkün olamaz. En azından sayısal olarak bu %70 doğrudur diğer şık %30 doğrudur gibi bir şeyler söylenemiyorsa neyin tartışması yapılabilir ve insan neye göre bir sonuca varabilir. Böyle bir sayısallaştırmanın yapılabileceği bir şey midir inanç konusu? Böyle bir çerçevesi var mıdır? Bence değildir ve yoktur. <br /><br />O halde geriye ben böyle hissediyorum o nedenle bunu tercih ettim demek kalıyor ki bu da herkesin hakkıdır. Fakat bu hisleri mutlaklaştırmak ve güvenilir görmek veya tersini yapmak bir tercih olduğu gibi, bu bilgi tecrübi bir bilgi olduğu için o tecrübelere ulaşmaya neden olan geçmiş tecrübeler de bizim tercihlerimizle ilgilidir. Dahası ileriki zamanlarda aynı konuda hissedeceklerimiz de şu anda yaptığımız tecrübelerle ilgilidir. Mesela aynı çelişkileri yaşayan iki insandan birisi ateist olmayı tercih etse diğeriyse kendisini bir şekilde dindarlık içerisinde tutmaya devam etse 10 yıl sonra birincisinin inanç konusunda hissedecekleriyle ikincisinin hisleri muhtemelen aynı olmayacaktır. Yani aynı noktada kalmaları son derece düşük ihtimal.<br /><br />Siz burada birinci adamı doğru olarak görüyorsunuz zira hislerine sahip çıkıyor ikincininse bir nevi korkak davrandığını düşünüyorsunuz. Oysa bu bilgiyi sayısallaştırıp birincinin daha haklı olduğunu kesin olarak ortaya koyamıyorsak bu da sizin tercihiniz aslında. Yani siz kafanızda birinci adamın haklılığına karar vermişsiniz ve bu tercihinden dolayı hiç bir sorumluluğu olmadığını söylüyorsunuz. Oysa hayat tümüyle tercihlerle ilgilidir. Neye inandığımız da kime aşık olduğumuz da bir seviyede bizim tercihlerimizle alakalıdır. Neyi tercih ettiğiniz sizin bileceğiniz şey fakat bunun tercih olmadığı ve sizin hiç bir müdahaleniz olmadan sadece başınıza geldiği düşüncesi doğru değil.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-58148324810249133002019-12-02T07:26:47.520+03:002019-12-02T07:26:47.520+03:00Ben objektif olarak baktığımda neyi gördüğümü açık...Ben objektif olarak baktığımda neyi gördüğümü açıkladım yukarıda. Nietzsche'nin gördüğünü görüyorum. Yani objektif bir bakışla ne anlam var ortada ne de değerler. Ama hiç bir değere inanmayan kimseyi görmedim, hayatın hiç bir anlamı yokmuş gibi yaşayanı da. Herkesin doğru yanlış iyi kötü dediği şeyler var. Bunların bir kısmıysa oldukça kutsal her insan için. Bu aile olur, aşk olur, ahlak olur vs. Hatta yapılan araştırmalar ateistlerin ahlak konusunda daha da hassas olduklarını gösteriyor (bunun nedeni dindarların ahlaksız olması değil ortalama olarak ateistlerin bu konularda düşünmüş kişiler olması bana göre ama bu başka bir konu).<br /><br />Yani eğer gördüğü resme olduğu gibi inanıyor olsaydı insanlar anlamı ve değerleri reddetmeleri gerekirdi zira resimde görünen şey budur. Oysa bunu yapmıyorlar. Sadece dindarlara resimde bu görünüyor buyrun dini bırakın diyorlar. Daha sonraysa başka bir kısım değerlere ve anlamlara inanmalarını istiyorlar. Oysa resimde değer ve anlam görünmüyordu. Aynı yere gelmiş olmadık mı? O halde niye aynı yere gelmek için mevcut pozisyonumu terk edeyim? <br /><br />Kısaca dindarların dindar olma nedenleri illa resimde ne olduğunu görmüyor olmaları değil, ateistlerin de resmi gördükleri halde dindarlardan farklı bir noktada olmamaları da olabilir. İşin tercih olan kısmı budur. Sen dindar olmamayı seçiyorsun bense dindar olmayı seçiyorum zira senin pozisyonunu daha tutarlı bulmuyorum. Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-83440589770291711432019-12-02T01:27:55.486+03:002019-12-02T01:27:55.486+03:00İnanmak veya inanmamak bir tercih değildir, bu kon...İnanmak veya inanmamak bir tercih değildir, bu konuyu biraz daha araştırmanızı tavsiye ederim. İnanmak(veya inanmamak) kesin olmayan bir konu hakkında insanda oluşan kanaattir. Tercih ise bu kanaatten sonra gelen taraf olma halidir. Bu kanaatte direnme veya kendine güvenmeyip kanaatine ters olduğu halde başkasına teslim olma, veya kanaatini gizleyip tersini söyleme ise bir tercihtir.<br /><br />İnanmak, söz konusu olgu veya konunun size nasıl göründüğüdür. Olasılığı daha yüksek görünendir. Karanlık veya silik bir resmi temizlemeye aydınlatmaya çalıştığımızı var sayalım. Yoğun çabalardan sonra ortaya çıkan şekil, mesela size kuş resmi olarak görünür. İşte bu inançtır. Resim size nasıl görünüyorsa onu söylersiniz. başkasının bu resme ait başka benzetmlelerini ve açıklamalarını dinledikten sonra size hala kuş olarak görünebilir, veya başka açıdan bakınca başka bir şekle de benzetebilirsiniz, yani inancınız değişebilir, ama size nasıl göründüğü açıktır. Bu sizin bir tecihiniz değildir, resim nasıl görünüyorsa odur. <br /><br />İşte inanç budur, sizde oluşan resimdir, kanaattir. burada sizin iradeniz yoktur, resim nasıl görünüyorsa odur. Bu kanaatinizi seslendirmek, veya kendinize güvenmeyip başkasının fikrine telsim olmak (ki bu durumda kanaatinize rağmen gönüllü tercih yaparsınız) veya yalan söyleyip size görünmeyeni söylemek bir tercihtir.<br />İslam teslimdir, size ters gelse bile iman ile tercih yapmak ve taraf olmaktır. Korku, umut, umutsuzluk gibi duygular da işin içine girince, başkalarının sizden daha iyi gördüğü zannı ve kanaati de olursa, size ters yanlış mantıksız bile gelse, yani aslında inammasanız bile, güvenlik içgüdüsüyle iman konusunda bir tercih yaparsınız. <br /> İnanmak başka, iman başkadır, inanma değil iman bir tercihtir. bunu Hz muhammet çok iyi bilirdi. ''Allah dilemedikçe kimse iman edemez'' ayeti aslında gayet açık. '' Allahın kalpleri mühürlemesi gibi açıklamalar aslında bu konuda topu taça atmak ve kaçak güreşmektir. İnsanlar haklı olarak inammayınca onları suçlamak için tanrı gücüne havale etmektir.<br /><br />Kusura bakmayın uzattım. Saygılar.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-55966012466771159192019-12-02T00:28:51.863+03:002019-12-02T00:28:51.863+03:00Buna da tam olarak katılmıyorum. İnanmak bir terci...Buna da tam olarak katılmıyorum. İnanmak bir tercihtir. Dediğim gibi aslında objektif bir bakışla ortada inanılacak hiç bir değer yok ve hiç bir anlam da yok. İnsanlar anlamları ve değerleri kendileri oluştururlar ama mutlaka oluştururlar, değerleri olmayan ve hayatı anlamlandırmayan hiç bir insan toplumu duymadım ve bilmiyorum ben. Yani her insan inanır. Allaha inanmazsa başka şeylere inanır. Eğer sürekli Allah'ın varlığını sorgulayıp 100% ispat olmadı içime 100% sinmedi demek ki inanamıyorum diye düşünerek o halde inkar edeyim desek bu sefer de bir yaratıcının var olmadığından 100% emin olabilir miyiz? Bu da bir inanç olacak. Toplumsal kuralların doğruluğunu sürekli sorgularsak onlardan da 100% emin olamayacağız ama bir seviyede inanacağız yani sadece onlara uymakla kalmayacağız aynı zamanda doğruluklarını da kabul edeceğiz. Bu yanlıştır, şu doğrudur diyeceğiz ki ateistler bunu en fazla söyleyen insanlar arasında. Oysa materyalist bir bakışla baktığımızda bizim için sonsuz büyüklükte diyebileceğimiz bir kainatın yok hükümünde olan bir zerresi üzerindeki materyallerden ibaret tüm insanlar. Bu materyallerin kimyasal reaksiyonları ve interactionları sonucunda ortaya çıkan şeylerin doğrusu ne yanlışı ne?<br /><br />Kısaca aslında her birimiz matematiksel ispatı olmayan pozisyonlar arasında bir tercih yapıyoruz. İnanmak bir tercihtir. İslam'a inanmayı tercih etmiyorsan başka bir şeylere inanmayı tercih ediyorsun demektir.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-6553092488390579402019-12-01T14:20:35.231+03:002019-12-01T14:20:35.231+03:00Sanırım kendimi yanlış ifade ettim. Ben asıl tanrı...Sanırım kendimi yanlış ifade ettim. Ben asıl tanrının inanmayı suç sayması yanlış diyorum. Adil bir tanrı iradi olmayan bir şeyi suç saymaz. İbrahimi dinlerin tanrısı psikoloji bilmiyor ya da adil değil. İradi olmayan bir şey için insan cezalandırılmaz. Eğer inanmak iradi olsaydı dolandırıcılar aç kalırdı, koca profösörler sahte şeylere inanıp dolandırımazdı. Hz Muhammede ve tüm inananlara saygılıyım, fakat delilleri bana ve birçok insana inandırıcı gelmiyor, cennette ebedi yaşamayı ben de isterim, eğer cehennemim gerçek olduğunu bilsem niye kendimi atayım. Bana bu aklı veren tanrı ise, bu akla ters geldiği için islamı kabul etmiyorum diye ceza vermesi adil olur mu?Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-13837421327445658252019-12-01T14:00:04.259+03:002019-12-01T14:00:04.259+03:00Yoo ne söylediğimin çok iyi farkındayım. Ne söyled...Yoo ne söylediğimin çok iyi farkındayım. Ne söylediğimi siz anlamadınız sanırım. Bahsini ettiğim şey çocuk yaşta bir kızla birlikte olmak ve ceza almamak değil. Bu kuralı rasyonel bulmamak ve bunu karşı rasyonel bir argüman geliştirmek. Bunu yapan bir insan da pek ala toplum tarafından dışlanır ve sapık olarak görülür modern dünyada. Yani modern seküler toplum da bizden sadece kurallara uymamızı değil bir noktada bunlara inanmamızı bekliyor. Belki kurallara uyduğumuz sürece ceza vermez ama bu bizi bu düşüncelerimizle birlikte bağrına basacağı anlamına gelmiyor. Daha da genel olarak aslında objektif bir bakışla ortada inanılacak hiç bir şey yok. <br /><br />Dostum sen biraz Nietzsche oku ne dediğimi anlayacaksın.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-3765958648037331582019-12-01T13:30:14.781+03:002019-12-01T13:30:14.781+03:00Dostum sen sosyal sistem ve toplumsal kurallar ile...Dostum sen sosyal sistem ve toplumsal kurallar ile inanmayı birbirine karıştırmışsın. Toplumda genel kanaatlere göre kurallar konur, uymayan suçlu sayılır. İnanmasan bile uyarsın. Zalim ve vahşi sistemler inanmadığını söyleyeni de cezalandırır, fikir inanç özgürlüğü yoktur. İnanmak iradi biy eylem değildir, taraf olmak iradidir. İradi olmayam birşey suç olmaz. Bugün islama aslında aklı ve vicdanıyla ibanmayan ama kendini inanmaya zorlayan, ikna etmeye çalışan birçok insan var. İşte bu imandır, iman bir taraf olmadır. İnançtan bir adım ötesidir ama gerçek iman samimi inanmaya dayanır.<br />İnancı suç saymak politik ve zalimce bir eylemdir. <br />Müslüman ülkede doğmasaydık islama değil mesela isaya inanırdık, çünkü büyüklerimize güvenir, onların delillerine i anırdık.<br />İbrahi dinler aslında siyasi bir sistemdir, inananları malesef inanmayı suç sayacak kadar psikoloji ve empati bilgisinden mahrum kalır.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-87046862799119037752019-12-01T12:53:01.138+03:002019-12-01T12:53:01.138+03:00İnanmak veya inanmamak her zaman suçtur. Ateistler...İnanmak veya inanmamak her zaman suçtur. Ateistler kendilerini inançsız zannediyor ama oysa en fazla inananlar ateistler belki de. Allah'a inanmıyorsunuz belki ama kurallara inanıyorsunuz, ahlaka inanıyorsunuz, insana inanıyorsunuz vs. Oysa bunlar dini ilkelerden daha az inanca dayanıyor değil. Sadece bilime ve doğaya objektif olarak baktığımızda insan bir bakteriden veya solucandan çok da farklı değildir. İnsana anlam yüklemek bir inançtır. Modern sekülarizm insana anlam yükler, topluma anlam yükler ve insanlardan bu anlamlara inanmasını bekler. Eğer bu anlamları ve toplumun koyduğu bu değerleri inkar ederseniz suçlu olursunuz. Eğer dinin kendisine inanmayanı suçlu kabul etmesini yanlış buluyorsanız seküler inanç sisteminin kendisine inanmayanı suçlu kabul etmesine de karşı olmanız gerekir. Mesela bugün bir ateist çıksa kamuoyu önünde dese ki eğer kız çocukları 10 yaşında adet görebiliyorsa demek ki doğa ve evrim ona 10 yaşında üreme özelliği vermiş o halde siz ne hakla 10 yaşındaki kızla birlikte olana sübyancı muamelesi çekiyorsunuz bu doğal bir durumdur. Bunu 2019 yılı insanları iğrenç bulacaktır bu kişiyi toplum dışlayacak ve belki de fiziki olarak cezalandıracak sübyancılıktan içeri tıkacaktır vs Başka örnekler de verebilirim ama 2019 yılının değerlerine karşı argümanlar olacağı için fazla tepki toplamamak için bu örnekle yetinelim zira bunların benim düşüncelerim olduğu zannedilebilir. Bunun bir dinin kendi değerlerini ve ilkelerini inkar eden bir insanı dışlamasından ne farkı var. Sonuçta seni cehennemlik görmem cehenneme atacağım anlamına gelmiyor sen de o cehenneme inanmıyorsun. Demek ki fiili olarak sana yaptığım tek şey seni dışlamak ve sen benden beni kabullen dışlama saygı duy diyorsun. Ama senin değerlerini veya modern seküler değerleri inkar eden onlara inanmayanları sen veya modern seküler toplum da dışlıyor (Bilimsel olarak yukarıdaki argüman niçin kabul edilemez? Niçin 18 yaş altı çocuk kabul edilir? 16 yaşında bazı gençler 18 yaşında bazı başkalarından niçin daha aklı başında olmasın?). Her toplumun değerleri vardır ve bireylerden bunlara inanmasını ister zira insan aynı insan. Ve hiç bir insan topluluğu inançsız yaşayamaz. İnancı tümüyle çıkardığınızda ortaya çıkan şey nihilizimdir ve tümüyle değersiz bir toplumun ayakta kalması mümkün değil. Ben inanmadığım için beni öldürmeye hakkın yok diyebilirsin ama ben inanmadığım için cehenneme gideceğimi düşünmeye hakkın yok diyemezsin. Modern sekülerlik kendi değerlerini inkar edenleri sapık gördüğü dışladığı ve saygı duymadığı gibi geleneksel inançların da kendi değerlerini inkar edenleri cehennemlik görmeye hakkı var tabi ki.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-22543514176213576752019-11-30T23:58:25.631+03:002019-11-30T23:58:25.631+03:00Kader konusunu yazar sanırım yanlış biliyor. Yazdı...Kader konusunu yazar sanırım yanlış biliyor. Yazdıklarının çoğuna katılıyorum ama bu konuda hatalı.<br /><br />Kurana bütüncül bakarsak kadercilik çıkmaz. Ana akım islam düşüncesinde de kadercilik yoktur. Eşariler biraz zorlar ama aslında kaderci değildir.<br /><br />"İlim maluma tabidir, malum ilime değil" ifadesi kaderciliği reddeden meşhur ifadedir. Yani tanrı öyle yazdığı için mecburen yapmayız, ama Tanrının zaman üstü olması sebebiyle sonsuz ilmi bizim ne yapacağımızı, bizi zorlamayıp serbest bıraktığı halde bilir. Öğrencilerini çok iyi tanıyan bir öğretmenin öğrencinin alacağı notu, sınavına müdahele etmediği halde önceden tahmin etmesi gibi. Bu öğretmen tanrı olursa tahmin yüzde yüz çıkar tabii ki.<br /><br />Müslümanların kaderci olması ayrı bir konu, ama teorik olarak islama kaderci dersek haksızlık tapmış oluruz. <br /><br />Tanrının sonsuz ilim sahibi olmasını ve zaman üstü çok farklı bir ontolojik mahiyeti olduğunu kabul edersek (ki müslümanlar onu aşkın kabuleder), tanrının zorlama yapmadan ve önceden kaderimizi zorla belirlemeden bilmesi kendi içinde tutarlıdır, en azından kabul edilebilir bir açıklamadır.<br /><br />Bu arada ben kuranın allahtan geldiğni düşünmüyorum, bu ayrı bir konu.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-77105260166637384472019-11-30T21:30:31.623+03:002019-11-30T21:30:31.623+03:00Yaziyi okuduktan sonra aklima gelenler:
Islamin i...Yaziyi okuduktan sonra aklima gelenler:<br /><br />Islamin icinde kulturel ve geldigi ortamin sarlarina gore ortaya konmus uygulamalar var.Bunlari o zamanin sartlarina gore degerlendirelim...Cag degistigi icin,ortak degerlere gore hareket edelim,sadece 14 asir onceki Arabistana kendimizi baglayip,dunyayi o zamana ait bir bakis acisiyla yorumlamayalim...Daha genis bir vizyonla dunyayi algilayalim...<br /><br />Kuranin ayaetlerini tartisalim...Peygamberimizin ve sahabelerin uygulamalarini zamanin sartlari icinde degerlendirelim gerekirse,cagimiza uymayanlari reddedelim..<br /><br />Tanri,adaletlidir,bencil bir sekilde tek ve dogru olani(Islamiyet) bizim tekelimize verdigini dusunmeyelim,dunyada muslumanlardan cok iyi durumda olan ve musluman olmayan milyonlarca iyi ve ahlakli insan var..<br /><br />Herseyi islamiyet ve din ile aciklama hastaligindan vaz gecelim...<br /><br />Din bize ne demek istiyor aslinda,teorisi,praktigi tarihten gununuze uzanan uygulamalarin hepsi dini mi yoksa bize din diye dayatilan,yutturulan seyler mi!!<br /><br />Din bir yoldur hakikat arayisi icerisinde ama sadece tek ve dogru olan din degildir.<br />Baska bilimleride kabul edelim,horgormeyelim;)<br /><br />Butun bunlardan sonra Islam veya musluman olmananin manasi nedir tekrardan bi konusalim;)<br /><br />Adsizhttps://www.blogger.com/profile/15404478913295151957noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-34041807535062969822019-11-30T20:53:28.398+03:002019-11-30T20:53:28.398+03:00Yazarın fikirlerine genel olarak katılıyorum. İsla...Yazarın fikirlerine genel olarak katılıyorum. İslamın ve ibrahimi dinlerin çok temel bir yanlışını eklemek istiyorum.<br /><br />İbrahimi dinlere göre inanmamak (veya inanmak) suçtur. Bunu normal zannediyoruz ama kesinlikle tanlış bir ilke olduğunu aslında biliyoruz.<br /><br />İnanmak bilgi eksiği olan yerlerde geçerlidir. (İmandan biraz farklıdır ama o un da temelidir). Bir konu kesin olarak belli değilse, doğru veya yanlışlığı konusunsa insanda bir kanaat oluşur. Burada irade yoktur, kişi ölçüp biçer delillere bakar akıl ve vicdanına göre birisinin olasılığı daha yüksek görünür. Buna kişi karar vermez, delillere ve aklına göre kişiye birisi daha mantıklı görünür ve kişi ona inanır. <br /><br />Mesela bir mahkemedeki hakim gibidir insan. Tarafları dinler, akıl ve vicdanına göre birisi haklı gelir, yanlış tarafa inansa bile deliller akıl ve vicdanı bunu söylemektedir.<br /><br />Burada hakim deliller, akıl ve vicdanın söylediğine uyarsa, aslında yanlış tarafa inanmış bile olsa doğru olanı yapmıştır. Hiç kimse gakimi suçkamaz.<br /><br />Jüri ve hakim hiçbir şekilde, gerçekte yanlış tarafa inanmış olsa bile dünyanın hiç bir yerinde suçlu olmaz. <br /><br />Çünkü inanmak veya inanmamak suç değildir. Bunu hepimiz çok iyi bilsek bile çocukluğumuzdan itaberen yapılan beyin yıkama ve dinlerin yanlış prensipleri sebebiyle farkına varmayız.<br /><br />Modern dünya artık bunu çok iyi görmüş ve din vicdan hürriyeti temel bir ilke olmuştur.<br /><br />Şu örnek ve soruyla bitireyim:<br />Hz Muhammede birisi dese ki, ey Muhammed, dediklerinden bazıları mantıklı geliyor, tanrı tek olmalı, ahiret ve hesap verme de mantıklı geliyor, ama bence sen rüyalarını veya ilhamlarını allahtan sanıyorsun, tek allaha inanırım ama sana inanmıyorum, yalancı değilsin ama bence psikolojik sorunların var dese, ki buna benzer şeyleri günümüzde birçok kendini peygamber sanan kişilere söylüyoruz, bunu diyen kişi islama göre suçlu ve ebediyyen cehennemliktir. Sizce de öyle mi?<br /><br />Delilleri sizi ikna etmediği için birisine inanmaz iseniz ebedi cehennemi mi hak edersiniz?Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8932550642938594009.post-57876086021644221852019-11-30T19:34:54.425+03:002019-11-30T19:34:54.425+03:00Gulen, Kudret, Simsek ve digerlerinin yorumlari, F...Gulen, Kudret, Simsek ve digerlerinin yorumlari, Fatih dahil bir cok padisahin yaptigi sacmaliklari dine baglamalari konusunda ki dusuncelerinize katilmakla beraber, Hz Peygamber ve genel olarak Islam hakkinda ki yorumunuza tam katilmiyorum.<br /><br />Cocuk yasta evlilik gibi bazi soylemleri kadinlarin 30larinda evlendikleri bu cagdan gecmise bakarak soyluyorsunuz. <br /><br />Hz Peygamberin ornek hayati herkes tarfindan kabul edilen bir gercek. Leslie Hazeltonin unbiased kitabi bu konuda cok guzel bilgiler veriyor.<br /><br />Dinin Peygamberimizden hemen sonra Emevilerle birlikte suiistimal edildigi insanlarin guc icin kullandigi, makyavel prensiplerle sultanliklarin pekistirildigi ortada. Ama bu dinin kendisinin bir arizasi degil.<br />Ben dediklerinizin aksine dinin kritik dusunceyi tesvik ettigini dusunuyorum.<br /><br />Gulenin milleti uyusturmasi, veya baska yanlis ornekler ancak ders cikarilip saflasmaya vesile olacak seylerdir... yoksa dinin kendini bu sekilde inkar etmek meselenin manasina degilde yanlis uygulamaya bakip ozune hakaret etmek olur ki.... yanlis...Anonymousnoreply@blogger.com